background img

The New Stuff

Sessiz Bir Yalnızlık

Sağım boş, solum boş. Yine yalnızım. Hem ruhen, hem bedenen. Eskiden her yatağıma uzandığımda sağ tarafıma baktığım zaman abimi görürdüm. Şimdi ise üzerinde örtüsü hatta çarşafı bile olmayan, kardeşimin ayıcıklarıyla dolu bomboş bir yatak görüyorum. Sol tarafım ise, sağ tarafımın ve ruhumun boşluğundan, doluluğunu yitiriyor. Görünüş olarak hala dolu ama hissettiklerim o kadar boş ki. 
Bence insanların bir şeyi, bin farklı şekilde görmelerinin nedeni, ruhlarına ve hislerine bağlı. Olay gözlerde değil, içimizde başlayıp, içimizde bitiyor. Ben yalnızken tüm insanların yalnız olduğunu düşünemiyorum mesela. Yalnız olmadığımda da düşünmüyorum doğrusu. Koskoca dünyada sadece ben yalnızmışım gibi hissediyorum. Neden bana yalnız olduğumu hissettirecek insanlar var etrafımda anlamıyorum.


Babam, işleriyle meşgul. Annem, ev işlerinden kendine bile vakit ayıramıyor. Kardeşim, okul, kurs, ödev derken oda benden uzak kalıyor. Ben ailemle sadece uyanıp, uyurken ve sadece akşam yemeklerinde göz göze gelmek istemiyorum. Eğer ailem bile yanımda oldukları halde yalnızsam, arkadaşlarımı, dostlarımı ve sevgilimi bu işe katmıyorum bile.
Yalnızlık, Allah’a mahsus derler. İnanmıyorum. Etrafımda bangır bangır susan o kadar insan varken kendimi nasıl olur da yalnız hissetmem ki? Herkes ilk adımın karşı taraftan gelmesini bekler ve bu böyle sürdüğü sürece her iki tarafta geriye iki adım atar. O geriye olan iki adımın yerine asla üç adım ileri gelmez. 

Yalnız, yalnızlığın hep de kötü yanlarını dile getiririz nedense. Bence yalnızlığın kötü olduğu kadar iyi, çok iyi olduğu tarafları da var. Mesela sessizlik. 
Sessizlik, çoğu insana iyi gelir. Daha rahat dinlersiniz kafanızı. Yapacağınız çoğu şeyi daha kısa sürede sessiz ortamlarda bitirebilirsiniz. Örnek verecek olursak; kitap okurken ve ders çalışırken. Yemek yaparken ve işinizle meşgul iken vs. 
Yalnızlığın iyi yanları da var, ama, yalnızlık her zaman iyi gelmiyor insana. İnsan, tutunabilecek bir dal, bir şeylerini paylaşma gereksinimi duyduğu bir arkadaş, ona aşk dolu gözlerle bakarak gözlerini yalnız bırakmayan iki çift bakış istiyor. 

Yalnızlık, Allah’a mahsus değildir. Yalnızlık, yalnız olduğunu düşünerek, yalnızlığa mahkum olduğunu düşünen insanlara mahsustur. 

0 yorum:

Yorum Gönder

Fotoğrafım
Edirne, Ayşekadın, Türkiye
19 Ocak 1996, İskenderun doğumlu. Trakya Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım bölümü mezunu. 13 yaşından beri blogger. 2012 Hürriyet Bumerang Ödülleri'nde En Uyumlu site üçüncülüğüne hak kazandı. İlk kitabı İkinci Kadının Hikâyesi ise Temmuz 2016 yılında basıldı. Tüm kitabevleri ve online kitapçılarda satışta.