background img

The New Stuff

yaşlılık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yaşlılık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Yaşlıydım. Sadece dış görünüş olarak değil; kalp olarak da, düşünce olarak da, fikir olarak da…
Kalbim, yaşlı kalbim artık sadece bedenime değil; bu koca eve, bu kocaman şehre bile sığmıyor. Hani derler ya, insanı yaşı değil yaşadıkları olgunlaştırır, yaşlandırır diye. Peki yaşadıklarıyla birlikte, yaşı da ileri safhadaysa bu sorunun cevabı ne olmalı? Ölüm mü? 
Mutfağa doğru yavaş adımlarla ilerledim. Buruş buruş, her ilerleyişinde daha hızlı titreyen ellerimle, bir cizvenin içini su ile doldurdum. Sadece kendime yapmıyordum  bu kahveyi çünkü. Beni yapayalnız bırakan tüm insanlara yapıyordum. Sanki, çakırkeyif kafalarla eğlenmeye devam ederken; her saçma nedene içkilerimizi tokuşturup, kahkaha atarak gülüyormuş, gülecekmiş gibi tokuşturup kahvelerimizi; dertlerime, yalnızlığıma, kahkaha atar gibi ağlayacağız.
Yalnızlığıma, terkedilmişliğime ağlayamıyorum bile. Gittikçe hissizleşiyorum. Kahveleri, her bir bardağa dikkatlice doldurup, kendime ait olan bardağı alıverdim elime. Sıcaklığı, önce elimi, sonra tüm hafif bir ürperti ile tüm bedenimi ısıtıyordu. Ufacık bir fincan bile, bedenimi kolayca ısıtabiliyormuş demek.

Ölümü Bekledim, Gelmedi


Yaşlıydım. Sadece dış görünüş olarak değil; kalp olarak da, düşünce olarak da, fikir olarak da…
Kalbim, yaşlı kalbim artık sadece bedenime değil; bu koca eve, bu kocaman şehre bile sığmıyor. Hani derler ya, insanı yaşı değil yaşadıkları olgunlaştırır, yaşlandırır diye. Peki yaşadıklarıyla birlikte, yaşı da ileri safhadaysa bu sorunun cevabı ne olmalı? Ölüm mü? 
Mutfağa doğru yavaş adımlarla ilerledim. Buruş buruş, her ilerleyişinde daha hızlı titreyen ellerimle, bir cizvenin içini su ile doldurdum. Sadece kendime yapmıyordum  bu kahveyi çünkü. Beni yapayalnız bırakan tüm insanlara yapıyordum. Sanki, çakırkeyif kafalarla eğlenmeye devam ederken; her saçma nedene içkilerimizi tokuşturup, kahkaha atarak gülüyormuş, gülecekmiş gibi tokuşturup kahvelerimizi; dertlerime, yalnızlığıma, kahkaha atar gibi ağlayacağız.
Yalnızlığıma, terkedilmişliğime ağlayamıyorum bile. Gittikçe hissizleşiyorum. Kahveleri, her bir bardağa dikkatlice doldurup, kendime ait olan bardağı alıverdim elime. Sıcaklığı, önce elimi, sonra tüm hafif bir ürperti ile tüm bedenimi ısıtıyordu. Ufacık bir fincan bile, bedenimi kolayca ısıtabiliyormuş demek.

Fotoğrafım
Edirne, Ayşekadın, Türkiye
19 Ocak 1996, İskenderun doğumlu. Trakya Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım bölümü mezunu. 13 yaşından beri blogger. 2012 Hürriyet Bumerang Ödülleri'nde En Uyumlu site üçüncülüğüne hak kazandı. İlk kitabı İkinci Kadının Hikâyesi ise Temmuz 2016 yılında basıldı. Tüm kitabevleri ve online kitapçılarda satışta.