background img

The New Stuff

Kanlı ve Acımaz Bir Hayat

Karşımda ucu bucu olmayan, durgun bir su var. Hava kapalı, sertçe vuran fakat sonrasında yüzümü ve saçlarımı okşayan bir rüzgar... Elimde de henüz yakmış olduğum bir sigara... Etrafı kahverengiye bürünmüş, rüzgarın vermiş olduğu hızla yanan bir sigara...

Durgun suyu harekete geçiren ufak balıklar ve onlara eşlik eden martılar var. Bir balık zıplıyor ve suya gömüldüğünde halkalar etrafa yayılıyor. Ayaklarımın ucuna kadar devam eden halka, sanki denizden çıkıp etrafımı sarmalıyor.

Bir ışık, delicesine bir ışık kaplıyor etrafımı. Bedenimi ele geçiren bir akım varmış gibi hissediyorum. Gecenin en karanlık vaktinde, bir başıma, hiç bilmediğim ve tanımadığım bir şehirde, yabancı insanların kokularıyla bezenmiş bir şehirde, yapayalnızım. Korkuyorum...

Gözlerimi yumuyorum ve kendimi ağaçların hışırtısına bırakıyorum. Bir an gözlerimi araladığımda bir yaprağın avucuma düşmüş olduğunu görüyorum. Gülümsüyorum ve kafamı kaldırıp suyu izlemeye devam ediyorum.

Bir balık zıplıyor... Ve hızla ona doğru ilerleyen martı, acımadan havada kapıyor onu...

Hayat acımasız...
Büyüğün küçüğü yediği,
küçüğün büyükten kaçtığı,
kanlı ve acımasız bir hayat...

Edirne Yolcusu Kalmasın!


Nihayet, bütün bir yılın sonunda yüzüm ilk defa güldü. Sınav stresimi ve yaşadığım onca şanssızlğı sizlerle daha önce de paylaşmıştım. İyice umudum kesilmişti, ek tercihleri bekledim ve onu da bir çırpıda yaptım. 30 tercihi doldurmak yerine kesin gelebilecek yerleri yazdım ki, bir an önce İskenderun'dan kurtulayım. 

Tercihlerimde sırasıyla; Denizli, Edirne, Kırklareli, Antalya, Ankara ve Yalova'ydı. Antalya'da iki farklı bölüm yazmıştım. Aralarından en çok istediğim şehir Edirne'ydi. Sebebi ise İstanbul'a yakın olan yerlerden biri olmasıydı. Çok önceden takip edenleriniz, senenin başından beri İstanbul Üniversitesi - Edebiyat istediğimi biliyor zaten. Ne yazık ki az önce de söylemiş olduğum, yaşadığım şanssızlıklar yüzünden bu sene oraya yerleşemedim. Tabii ki vazgeçmedim, bu sene tekrar hazırlanıp başaracağım dedim. 

İskenderun'dan kurtulmak istememin birçok sebebi var. O yüzden bu sene sadece gitmek, buradan uzaklaşmak istediğim için ek tercihte bulundum. Stresli bekleyiş sürecinde hep Edirne, Edirne, Edirne dedim durdum. Bir senemi orada rahatlıkla geçirebilir, İstanbul'a yakın olduğu için oraya sık sık gidebilirim dedim ve orada bir yıl hazırlanıp bu sefer hedeflediğim, hayalim olan üniversiteye, bölüme yerleşirim diye söylendim durdum. 

İstediğim ve dilediğim de oldu. Edirne'de Halkla İlişkiler Bölümünü kazandım. Bu sene için en çok istediğim bölümü tutturmuş olmanın sevincini yaşıyorum şu an. Kafamda kurmuş olduğum planın ilk basamağı gerçekleşti. Umarım arkası da kolay bir şekilde gelir.

Planımı da paylaşmak isterim sizlerle. Az önce de dediğim gibi İstanbul - Edebiyat istiyorum. Eğer olur da bu sene de Edebiyatı kazanamazsam diye ikinci yılımın sonunda DGS ile Gazetecilik, Radyo - Tv gibi geçiş yapabileceğim bir bölüme gitmek istedim. Bu sebeple Halkla İlişkileri tercih ettim ve demiş olduğum gibi ilk basamak kuruldu ve ilk adım atıldı. Bakalım bundan sonra neler olacak? Umuyorum ki her şey hayal ettiğim, dilediğim gibi olur. 

Tabii ki sizin de hayallerinizin gerçekleşmesi dileğiyle...

Fotoğrafım
Edirne, Ayşekadın, Türkiye
19 Ocak 1996, İskenderun doğumlu. Trakya Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım bölümü mezunu. 13 yaşından beri blogger. 2012 Hürriyet Bumerang Ödülleri'nde En Uyumlu site üçüncülüğüne hak kazandı. İlk kitabı İkinci Kadının Hikâyesi ise Temmuz 2016 yılında basıldı. Tüm kitabevleri ve online kitapçılarda satışta.