background img

The New Stuff

2013'e Veda


Birkaç gündür, takip ettiğim bloggerların postlarını inceliyorum ve hemen hemen hepsi 2013'e vedasını etmiş, yeni yıla girmek için hazırda bekliyorlar. Ben bırakın yeni yıla hazır olmayı, düne kadar yeni yıla daha bir hafta var sanıyordum. Sağ olsun canım arkadaşlarım iğrenç iğrenç espriler eşliğinde bu salı günü olduğunu söyledi.

Dedim ki madem öyle, ben de geri kalmamalıyım ve 2013' veda etmeliyim. 

Şöööyle bir değerlendirecek, tüm seneyi masaya serecek olursak, yarısını berbat geçirmiş olduğum bir yıl duruyor önümde. Diğer yarısının da aslında pek iyi geçtiği söylenemez. Ama ben yine de azıcık ucundan bir Polyanna olayım diyorum. 

Fark ettiğim şey şu oldu; 2013 hayatım boyunca geçirdiğim en boş yıl olmuş. Hani bakıyorum, düşünüyorum falan ama yok, hiçbir şey yapmamışım. Oturmuşum bütün yıl. Yaz tatili boyunca bile evde oturmuş, kitap okumuşum, bilgisayar oynamışım bir de kola içmişim, başka bir şey yok. Zaten yaz tatili sonunda da üniversiteye hazırlanma olayı falan başladı. Hala da ona koşuşturuyoruz, bir türlü de gelemedi şu Mart, ona da ayrı bir gıcık oldum. Yani bu yılın değerlendirmesinde, yaptığım en adam akıllı iş zamanımın yarısından fazlasını kitap okumaya ayırmam olmuş. Onun da karşılığını mutlaka bir gün alırım diye düşünüyorum. 

2013'e hoşça kal derken 2014'te aradan sıvışacağını sanmasın. Ondan isteklerim mutlaka ki var. O yüzden 2014'ü şimdi karşıma alıyorum ve isteklerimi sıralıyorum.  

Sevgili 2014, istersen az sonra bulanacağım dilekleri elinin tersiyle it at ama ilk iki dileğimi lütfen ama lütfen yerine getir...
  • İstanbul Üniversitesi - İletişim Fakültesi. 
  • Tamamlamış olduğum kitabımı, Ocak ayında göndereceğim yayınevinden bana olumlu cevap göndert. 
  • Bolca para istiyorum. 
  • Eğer para verirsen bir sürü kitap istiyorum. 
  • Bir sürü kitap verirsen kocaman bir ev, kocaman bir kitaplık istiyorum. 
  • Bütün yıl boyunca bir kere bile hastaneye gitmeyim, hatta önünden bile geçmeyim. 
  • Belki içinizden ''Başka derdi kalmamış yiiaa.'' falan diyeceksiniz, büyük ihtimal bunu diyenler de sevgilisi olanlar olacaktır, tahmin edebiliyorum. Fakat aşk istiyorum 2014! İstediğim gibi bir aşk, pls.
  • Son olarak da kendim için değil sizin için bir dilekte bulunmak istiyorum. Umarım dilemiş olduğunuz, istediğiniz her şey gerçek olur ve yüzünüz daima güler. 
Yeni yıl hepimize yeni insanlar, yeni mutluluklar, yeni umutlar, yepyeni hayaller ve o hayalleri gerçekleştirebileceğimiz bir çok fırsat versin. 

HAPPY NEW YEAR!

İçimizdeki Kelebek - Damla Selin Batu


Merhaba arkadaşlar.

İçimizdeki Kelebek adlı kitabı, bir blogger arkadaşımızın düzenlediği çekiliş sonucunda kazandım. Çok mutlu olmuştum ve okumak için sabırsızlanıyordum. Çekilişe katılırken iki kitap arasında gözüme kestirdiğim de bu kitaptı zaten. Kapağı ve adından dolayı ilgimi çekmişti.

Kitabı henüz bitirdim ve hemen yorumlamak için geçtim bilgisayar karşına.

Öncelikle yazar, Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu. Fakat istediği mesleğin bu olmadığını, içinden gelen, yaparken mutlu olabileceği bir mesleğe sahip olmayı istiyor. Bu yüzden de insanların ruhuna giden yolda onlara rehberlik yapmaya başlıyor.

Kişisel Gelişim adı altına alınmış kitap zaten. Fakat şöyle bir şey var ki, kitap iki bölüme ayrılmış ''Bayan Işık ve Bay Böbür'' eşliğinde. İlk bölümde Bay Böbür bizimle birlikte oluyor genel olarak. Kitabından yarısından fazlası hiç kişisel gelişim tarzında bir kitap gibi durmuyor. Daha çok yazarımızın hayatında yaşadığı inişler ve çıkışlar yer alıyor. Ama alttan alta yine de ''Bakın benim hayatım böyle, siz de ona göre seçimlerinizi yapın.'' mesajı veriyor.

İkinci bölüm ise tamamen kişisel gelişim tadında. Rehberlik yapmış olduğu kişilerin yazmış olduğu mektup tarzı şeyleri de dahil etmiş kitaba. Kısa kısa anlatılmış ama gerçekten ilginç başarılar söz konusu.

Yazar, yaptığı rehberlik mesleğinde daha çok Allah ve Meleklerin aşkı ile yönlendiriyor insanları. ''Allah'tan ve Meleklerden yardım isteyin, onların yanınızda olduğunu hissedin ve bunu gerçekten isteyin. Bu şekilde hata yapmaz, doğru seçimler yapar, mutlu olursunuz.'' diyor.

Az önce de belirttiğim gibi çok kişisel gelişim tarzı bir kitap olmasa da kendini çabuk okutturuyor. 190 sayfalık ince bir kitap zaten.

Ayrıca şuna da değinmek istiyorum. Kitap orjinal olmasına rağmen bir çok yazım yanlışı, kelimelerde hatalar var. Hiç elden geçmemiş, bir editör tarafından değerlendirilmemiş, özensiz bir kitap gibi duruyor. Bir iki tane olsa neyse, editörün gözünden de kaçmış olabilir derdim fakat çok daha fazla hata var.

Okumanızı önerir miyim? 

Kişisel Gelişim kitapları okumayı seven arkadaşlarıma öncelikle şunu söylemek isterim ki, sonucunda aman aman ders çıkarabileceğiniz ve hayatınızı değiştirebilecek bir kitap değil. Daha çok anı tarzı, bir günde bile bitirebileceğiniz incecik bir kitap. Okusanız da okumasanız da artınız veya eksiniz olmayacak.

Bir önceki kitap yorumum: PuCCa - Ay Hadi İnşallah!
Bir sonraki kitap yorumum: Can Dostum - W. Bruce Cameron

DenizBank 3. Kısa Film Fest Yarışması, FastPay'i En İyi Anlatacak Yönetmenleri Bekliyor

DenizBank 3. Kısa Film Fest Yarışması

DenizBank tarafından 3. kez düzenlenecek olan Deniz Film Fest ile mobil cüzdan fastPay’i en iyi anlatan viral seçilecek. “fastPay’i en iyi sen anlat, büyük ödülü sen kazan!“ konulu yarışmada dereceye girenleri 5.000 ile 15.000 TL arası ödüller bekliyor.

Yenilikçi ürün ve hizmetleriyle farklılaşan DenizBank, sektörde fark yaratan uygulaması fastPay’i en iyi anlatacak yönetmenleri bekliyor. DenizBank tarafından 3. kez düzenlenecek olan Deniz Film Fest ile DenizBank’ın mobil cüzdanı fastPay’i en iyi anlatan kısa film seçilecek. “fastPay’i en iyi sen anlat, büyük ödülü sen kazan!“ konulu yarışmada filmler maksimum 2 dakika sürecek. Yarışmacılar çektikleri filmlerde isterlerse viral, isterlerse gerçekten hayattan örnekler, isterlerse de sokak röportajları şeklinde bir film yapabilecek ve çekim için her türlü cihazı kullanabilecekler.

Başvuru yöntemi

Katılımcılar çektikleri videoları, video paylaşım sitesi Youtube’a yükleyecek ve linklerini DenizBank Facebook sayfasında bulunan 3. Deniz Film Fest uygulamasına girerek 20 Ocak – 28 Şubat 2014 tarihleri arasında başvurularını yapabilecekler. İzleyiciler, 1 - 13 Mart 2014 tarihleri arasında, uygulamada bulunan ve beğendikleri filmleri “like” ederek oylayacak. En fazla “like” alan 30 film, 17 – 28 Mart 2014 tarihleri arasında jüri tarafından değerlendirilecek. Jüri Belgesel Sinemacılar Birliği Başkanı ve Belgesel Yönetmeni Hasan Özgen, Görüntü Yönetmeni Uğur İçbak ve Yönetmen Taner Elhan’dan oluşuyor. İlk 3’e girecek filmler için DenizBank tarafından sırasıyla 15.000, 10.000 ve 5.000 TL ödül verilecek. Ödül töreni ise 8 Nisan 2014’te düzenlenecek.

Dijital bankacılıkta ezber bozan uygulama: fastPay

DenizBank’ın fastPay uygulaması özellikle gençlerin birbirlerine hızlı para transfer etmeleri, üye işyerlerinde, ellerini cebine atmadan sadece telefonlarından ödeme yapabildikleri inovatif bir mobil cüzdan uygulaması. Uygulama sayesinde DenizBank müşterisi olsun olmasın herkes cepten cebe 7/24 ücretsiz para gönderebiliyor. Kullanıcılar DenizBank Mevduat Hesabı’nı veya kredi kartını fastPay cüzdanına bağlayabiliyor, fastPay işyerlerinde alışveriş olanağına sahip oluyor. Alışverişlerde ödeme yaparken NFC, QR Kod gibi hiçbir ekstra teknolojiye ihtiyaç duyulmaması ise fastPay’in rakiplerinden ayrıldığı en önemli fark olarak dikkat çekiyor.

Ayrıca fastPay ile istenilen DenizBank ATM’sinden kartsız para çekilebiliyor. Uygulama AppStore, WindowsPhone Store ve Google play’den ücretsiz olarak indirilebiliyor.

Bilgi için:
Bersay İletişim Danışmanlığı / 0212 337 51 00
Rasim Yılmaz  /  Tel: 0212 337 51 49 / GSM: 0554 289 49 01 /  rasim.yilmaz@bersay.com.tr
Gül Mumcu Mutlay  /  Tel: 0212 337 51 79 / GSM: 0532 251 83 30 /  gulm@bersay.com.tr


Bir boomads advertorial içeriğidir.

Ay Hadi İnşallah! - PuCCa


Deli gibi beklediğimiz Pucca Günlük'ün dördüncüsü Kasım ayından itibaren tüm kitapevlerinde satışa çıkmıştı. Biz Pucca severler de koşa koşa gidip aldık tabii ki.

Bunun öncesinde okumam gereken bir iki kitap bittikten hemen sonra başladım okumaya.

Tüm Pucca Günlük serisinde en beğendiğim kitap Ve Geri Kalan Her şeydi. Fakat bu kitap onu solladı ve ilk sıraya oturmayı başardı.

Yine birbirinden komik, eğlenceli ve kahkaha dolu Pucca anıları ile yerinizde duramayacaksınız. Hani en azından bende öyle oldu. Okulda, evde, dersanede ve hatta yolda yürürken bile okuduğum zamanlarda salak salak kahkahalar atıp duruyordum ve her ortamda millet etrafıma toplaşıp ''Ne okuyorsun?'' diye soruyordu. Haliyle gösteriyorum ama böyle kaşlarım çatılmış bir şekilde. Çünkü biliyorum ki o kitabın adı görüldükten sonra ''Ayy okuduktan sonra bana da versene yaa.'' diyecekler. Aynen öyle de oldu. ''Hayır veremem!'' dedim hepsine de. ''Ay iyi ya tamam, yemedik.'' diyip defolup gittiler.

Çevremdeki herkes kitaplarıma çok değer verdiğimi ve kimseyle de paylaşmadığımı bilir. Ama hala istemekten bıkmadılar. Ben terslemekten bıktım!

Her neyse, kitaba gelecek olursak, bayıldığımı hatta geberdiğimi söylesem tam yeri olur. Kafanızı dağıtmak için, özellikle benim gibi sınava hazırlanan arkadaşlarıma, kesinlikle öneriyorum. Hemencecik de okuyup bitirebileceğiniz bir kitap. Mutlaka alın!

İyi okumalar...

Bir Yılbaşı Çekilişi Daha!

Yılbaşına az buçuk kala bütün blogger arkadaşlarımız, birbiri ardına harika çekilişler düzenlemekte.

Bunlardan birini de Okuyan Entel blogunun yazarı düzenliyor.

Ahmet Ümit'in ve Kahraman Tazeoğlu'nun son çıkarmış oldukları kitapları, bir şanslı kişiye gidecek.

Katılmak isterseniz buraya tık.

Uzun Zaman Oldu, Biliyorum...

Uzun zaman oldu...

Elimde, kaynamış suyun içine bırakmak üzere olduğum bir çay poşeti var. Suyun fokurdayışını duyuyorum. Fakat ne uzanıyorum suyu almak için ne de altını kapatıyorum ocağın.

Bir süre sonra bakmakta olduğum ateşin hızı azalıyor. Yavaşça, yavaşça sönüyor. Etraf hafiften gaz kokuyor. Bu sefer bir hamleyle kapatıyorum ocağın altını ve suyu alıyorum.

Boşaltıyorum bir bardağa ve çay poşetini içine bırakıyorum. Döne döne dibe çöküyor. Kırmızı rengini suya salıyor. Suyun rengi bir süre sonra değişiyor. Pembemsi, kırmızımsı bir renk... Gaz kokusu yok oluyor. Etrafım çilek kokmaya başlıyor. Tatlı, şekerli bir çilek kokusu...

Gözlerimi kapatıyorum, bardağı elime alıyorum ve kokuyu iyice içime çekiyorum.

Uzun zaman oldu...

Elime kalem almayalı uzun zaman oldu. Bir şeyler karalamayalı, içimde biriken gözyaşlarımı kalemimden akıtmayalı çok uzun zaman oldu. Yalnızlığım içimde büyüyor. Fakat gözyaşlarımı hiçbir zaman geçemiyor. Bir zaman geliyor ki, o suda boğulacak gibi oluyor yalnızlığım. Ve öyle de oluyor...

Can çekişiyor... Kurtarmak istiyorum ama kulağıma fısıldıyor bir ses: ''Hayır, bırak!''

Ben de biliyorum; tutsam elinden yalnızlığın, yine acıya boğulacağım. Yine sessizliğe gömüleceğim.

Bırakıyorum, gidiyor... Çığlık atıyor, kurtarmamı istiyor... Bir zaman sonra susuyor...

Uzun zaman oldu, biliyorum...

Ama bütün suç kışta. Çok geç geldi. Özletti kendini. Fakat olsun, şu an yanımızda ya. Sarmış dört bir yanımı, üşütüyor beni. Hoş bir serinlik bu. Özlediğim bir his...

Uzun zaman oldu, biliyorum...

Yatağıma geçiyorum ve bir sigara yakıyorum. Dumanı tavana doğru süzülüyor. Zamanla yok oluyor.

Ve ben, bir kış gününde daha son nefesimi veriyorum...

Kitap Kurdu'ndan D&R Çekilişi


Merhaba arkadaşlar.

Ara sıra, zar zor bilgisayara girdiğim ve ne bloguma ne de başka herhangi bir şeye zaman ayırabildiğim şu sınav döneminde, harika bir çekilişe denk geldim ve hiç düşünmeden katılmak istedim.

Kitap Kurdu, biz kitap kurdu okurlar için harika bir çekiliş düzenliyor. Kazanan şanslı arkadaşımız D&R'dan tam 50 TL'lik bir hediye çeki kazanmış olacak.

Ne duruyorsunuz, bence hemen katılın!

Katılım linki: tık tık!

Serenad - Zülfü Livaneli


Serenad, çıktığı andan beri herkesin dilinde olan bir kitap. Bugüne kadar herkesten hemen hemen aynı yorumları aldım ve okumayı çok istedim. Bir zaman geldi ve ''Yetti artık, alıp okuyacağım!'' dedim ve girdim kitapçıya, aldım.

Belki şaşıracaksınız, belki kitap hakkında ilk defa böyle bir yorum okuyacaksınız ama ''Almaz olaydım.'' dedim, okumaya başladıktan sonra.

Öncelikle şunu belirtmek istiyorum ki, hepimiz Zülfü Livaneli'nin ne kadar başarılı bir sanatçı olduğunu biliyoruz. Her dalda bir şeylerle uğraşıyor ve belli bir noktaya gelmiş nadir kişilerden biri. Bunu asla göz ardı edemem. Etmek de haddime değil zaten.

Geçen sene Bumerang Ödülleri sayesinde Zülfü Livaneli'nin ''Edebiyat Mutluluktur'' adlı imzalı kitabına sahip olmuştum. Mesela o kitaba bayılmıştım ve bana çok şey kattığını düşünüyorum. Yazar olmayı isteyen bir blogger olarak, roman yazma teknikleri hakkında bir çok bilgi edindim. Fakat gelin görün ki Livaneli'nin bu kitabındaki teknik beni tamamen hayal kırıklığına uğrattı.

Kitapta ele alınan konu harika, olaylar vesaire harika. Fakat Livaneli abicim, anlatımın çok çok çok sıkıcı olmuş. Wagner'in hikayesine gelene kadar canım çıktı resmen. Oku oku geçmiyor, her bölüm sanki bir öncekinin aynısı gibi geliyor. Bunaldım, okuma isteğim kaçıp durdu sürekli.

Wagner'ın hikayesine söylenecek laf yok, o kısıma bayıldım. Ondan sonraki bir kaç bölüm de artık ''Ha gayret Hasan, bitmek üzere, az kaldı.'' diye diye geçti. Epilog bölümüne girdiğimde bir dikleştim, bir düzelttim kendimi. ''Hadi Livaneli, şaşırt beni azıcık.'' dedim. Öyle de oldu diyebilirim. Kitabın sonu gerçekten güzel bir şekilde son buldu.

Keşke başları o kadar sıkıcı olmasaydı, keşke daha bir seve seve, can atarak okusaydım diyorum ama yapacak bir şey yok. Zülfü Livaneli'nin kitaplarını alır okur muyum bilemiyorum ama siz takipçilerimin güçlü yorumlarını ve önerilerini duymak isterim. İkna olursam kesinlikle alırım.

Serenad'ı okumayan varsa alıp okuyabilir ama öyle aman aman, hemen koşup alın diyemeyeceğim ne yazık ki.

İyi okumalar...

Bir Önceki Kitap Yorumum: Tanrı'nın Unutulan Çocukları (Craig Silvey) 

Bir Sonraki Kitap Yorumum: Ay Hadi İnşallah! (PuCCa)

Fotoğrafım
Edirne, Ayşekadın, Türkiye
19 Ocak 1996, İskenderun doğumlu. Trakya Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım bölümü mezunu. 13 yaşından beri blogger. 2012 Hürriyet Bumerang Ödülleri'nde En Uyumlu site üçüncülüğüne hak kazandı. İlk kitabı İkinci Kadının Hikâyesi ise Temmuz 2016 yılında basıldı. Tüm kitabevleri ve online kitapçılarda satışta.