background img

The New Stuff

transeksüel etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
transeksüel etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Merhaba sevgili okurlarım. Bugün sizlere, dün izlemiş olduğum bir aile filminden bahsedeceğim. Bu tür postlarımın başında, her zaman belirtmiş olduğum gibi yine aynı şeyi söyleyeceğim: Lütfen bu postumu özellikle homofobik ve transfobik, eşcinsellere karşı şiddetli bir şekilde ön yargı besleyen bireyler okusun. Önceliği onlara veriyorum, çünkü bilmeleri gereken çok şey var...

Film, LİSTAG Aileleri tarafından çekiliyor. Filmin yönetmenliğini Can CANDAN yapıyor.

Uzun metraj bir belgesel olan Benim Çocuğum filminde, aileler çocuklarının küçüklüğünden itibaren her şeylerini anlatmaya başlıyorlar. İlk eşcinsel olduklarını sezdikleri, anladıkları zamanları, çocuklarının onlara açıldığı zamanları, kendilerinin o süreç içerisinde neler yaşadıkları ve kabullenme süreçleri... Her şeyi anlatıyorlar ve anlamanızı istiyorlar.

Filmde, her zaman, her yerde belirttiğimiz gibi, öncelikle eşcinselliğin kesinlikle bir hastalık olmadığı, transeksüelliğin bir hastalık olmadığı. Zaten filmi izlerseniz, ailelerin anlatımından sonra CETAD Psikiyatrisleri size aklınızda olan tüm soruları baştan sona cevaplıyorlar. Empati yapmanızı istiyorlar ve sordukları tek bir soruyla, cinsel yöneliminize dair o ince çizgiyi kalınlaştırıyorlar.

Bu belgesel ne yazık ki benim şehrimde gösterime girmediği için çok üzülmüştüm. Bütün DVD marketleri dolaştım ve bulamadım. İnternete düşmesini bekliyordum ve bir arkadaşım tarafından hediye olarak aldım en sonunda.

İzlerken yer yer ağladım, yer yer de gülümsetti anne babalar beni. Film bittikten sonra içimden, İstanbul'a gittiğimde yapacağım ilk işin LİSTAG ailelerinin yanlarına gidip hepsinin ellerinden öpmek olacağını geçirdim.

Size şiddetle tavsiye ediyorum. Mutlaka bir yerden temin edin ve bir, bir buçuk saatinizi ayırın ve izleyin. Emin olun çok şey öğreneceksiniz ve tüm ön yargılarınızdan arınacaksınız.

Biliyorsunuz amacımız, ön yargısız ve rengarenk bir dünya oluşturmak.

İyi seyirler...

Benim Çocuğum - Film Yorumu

Merhaba sevgili okurlarım. Bugün sizlere, dün izlemiş olduğum bir aile filminden bahsedeceğim. Bu tür postlarımın başında, her zaman belirtmiş olduğum gibi yine aynı şeyi söyleyeceğim: Lütfen bu postumu özellikle homofobik ve transfobik, eşcinsellere karşı şiddetli bir şekilde ön yargı besleyen bireyler okusun. Önceliği onlara veriyorum, çünkü bilmeleri gereken çok şey var...

Film, LİSTAG Aileleri tarafından çekiliyor. Filmin yönetmenliğini Can CANDAN yapıyor.

Uzun metraj bir belgesel olan Benim Çocuğum filminde, aileler çocuklarının küçüklüğünden itibaren her şeylerini anlatmaya başlıyorlar. İlk eşcinsel olduklarını sezdikleri, anladıkları zamanları, çocuklarının onlara açıldığı zamanları, kendilerinin o süreç içerisinde neler yaşadıkları ve kabullenme süreçleri... Her şeyi anlatıyorlar ve anlamanızı istiyorlar.

Filmde, her zaman, her yerde belirttiğimiz gibi, öncelikle eşcinselliğin kesinlikle bir hastalık olmadığı, transeksüelliğin bir hastalık olmadığı. Zaten filmi izlerseniz, ailelerin anlatımından sonra CETAD Psikiyatrisleri size aklınızda olan tüm soruları baştan sona cevaplıyorlar. Empati yapmanızı istiyorlar ve sordukları tek bir soruyla, cinsel yöneliminize dair o ince çizgiyi kalınlaştırıyorlar.

Bu belgesel ne yazık ki benim şehrimde gösterime girmediği için çok üzülmüştüm. Bütün DVD marketleri dolaştım ve bulamadım. İnternete düşmesini bekliyordum ve bir arkadaşım tarafından hediye olarak aldım en sonunda.

İzlerken yer yer ağladım, yer yer de gülümsetti anne babalar beni. Film bittikten sonra içimden, İstanbul'a gittiğimde yapacağım ilk işin LİSTAG ailelerinin yanlarına gidip hepsinin ellerinden öpmek olacağını geçirdim.

Size şiddetle tavsiye ediyorum. Mutlaka bir yerden temin edin ve bir, bir buçuk saatinizi ayırın ve izleyin. Emin olun çok şey öğreneceksiniz ve tüm ön yargılarınızdan arınacaksınız.

Biliyorsunuz amacımız, ön yargısız ve rengarenk bir dünya oluşturmak.

İyi seyirler...


Dün akşam saatlerinde görenleriniz mutlaka olmuştur ki, ''Memelimestan (Eylül Öztürk), Halil Söyletmez, Anıl İlter ve Aykut Yılmaz''ın bulunduğu bir video Twitter ortamına düştü ve herkes tarafından fena halde tepki aldı. Öncelikle söylemek isterim ki, bu yazımı tamamen o videoda bulunan, ismini bir kere daha zikretmek istemediğim insanları kınama amacıyla yazıyorum. Şu an bu yazımı okuyan birey, eğer homofobik veya transfobik bir bireysen lütfen daha dikkatli oku...

Dün internete sızan videoda yukarıda ismi bulunan zaatlardan birisi, eline bir telefon alıyor ve bir travestiyi arıyor. ''Kaça çalışıyorsun?'' gibi bir soru yöneltiyor ve bunun üzerine ağza alınmayacak laflar, küfürler sarf ediliyor.

Sormak isterim, bu tür trans, travesti veya herhangi bir LGBTİ bireyine bu şekilde yaklaşmaktan ne tür bir zevk alıyorsunuz? Sen ki onu işyerinde çalıştırmayan, sen ki o birey sırf eşcinsel olduğu için iş vermeyen? Peki nasıl olur da o bireyin seks işçiliğini ''mecbur kalarak'' yapıyor olmasını yadırgar ve bunu, sözde ''espri'' malzemesi yapabilirsin? Diyecek laf bulamıyorum.

Özellikle o 4 isimden şiddetli derecede kınadığım isim, kadın olan arkadaşımız. Kendileri LGBTİ Onur Haftası Yürüyüşlerinde boy gösteren bir şahsiyetmiş. Fakat videoda görüyoruz ki kendini yırtarcasına gülüyor. Bir kadın olarak ''*m mı bu 200 lira istiyorsun?'' gibi çirkin bir söze katıla katıla gülmesi de tam bir utanç kaynağı. Sen mi savunuyorsun LGBTİ bireylerini? Sen mi destekliyorsun? Senin gibiler mi? Desteklemeyin, hiç gerek yok.

Bu kişilerin kesinlikle yargılanmasını istiyorum ve şiddetle kınıyorum. Bu bir nefret suçudur, bu bir insan ayrımı, cinsiyet ayrımıdır. Nefret suçlarına, nefret cinayetlerine son diyoruz ve bu 4 bireyi kınamaya davet ediyorum sizleri de. Biliyorum ki o güzel yürekleriniz, bu güzel LGBTİ bireylerini bu yolda sonuna kadar koruyup destekleyecek.

SUSMAYIN, HAYKIRIN! EŞCİNSELLER VARDIR!

(İlgili videoyu izlemek için buraya tıklayınız.)

Bu Bir Nefret Suçudur!

Dün akşam saatlerinde görenleriniz mutlaka olmuştur ki, ''Memelimestan (Eylül Öztürk), Halil Söyletmez, Anıl İlter ve Aykut Yılmaz''ın bulunduğu bir video Twitter ortamına düştü ve herkes tarafından fena halde tepki aldı. Öncelikle söylemek isterim ki, bu yazımı tamamen o videoda bulunan, ismini bir kere daha zikretmek istemediğim insanları kınama amacıyla yazıyorum. Şu an bu yazımı okuyan birey, eğer homofobik veya transfobik bir bireysen lütfen daha dikkatli oku...

Dün internete sızan videoda yukarıda ismi bulunan zaatlardan birisi, eline bir telefon alıyor ve bir travestiyi arıyor. ''Kaça çalışıyorsun?'' gibi bir soru yöneltiyor ve bunun üzerine ağza alınmayacak laflar, küfürler sarf ediliyor.

Sormak isterim, bu tür trans, travesti veya herhangi bir LGBTİ bireyine bu şekilde yaklaşmaktan ne tür bir zevk alıyorsunuz? Sen ki onu işyerinde çalıştırmayan, sen ki o birey sırf eşcinsel olduğu için iş vermeyen? Peki nasıl olur da o bireyin seks işçiliğini ''mecbur kalarak'' yapıyor olmasını yadırgar ve bunu, sözde ''espri'' malzemesi yapabilirsin? Diyecek laf bulamıyorum.

Özellikle o 4 isimden şiddetli derecede kınadığım isim, kadın olan arkadaşımız. Kendileri LGBTİ Onur Haftası Yürüyüşlerinde boy gösteren bir şahsiyetmiş. Fakat videoda görüyoruz ki kendini yırtarcasına gülüyor. Bir kadın olarak ''*m mı bu 200 lira istiyorsun?'' gibi çirkin bir söze katıla katıla gülmesi de tam bir utanç kaynağı. Sen mi savunuyorsun LGBTİ bireylerini? Sen mi destekliyorsun? Senin gibiler mi? Desteklemeyin, hiç gerek yok.

Bu kişilerin kesinlikle yargılanmasını istiyorum ve şiddetle kınıyorum. Bu bir nefret suçudur, bu bir insan ayrımı, cinsiyet ayrımıdır. Nefret suçlarına, nefret cinayetlerine son diyoruz ve bu 4 bireyi kınamaya davet ediyorum sizleri de. Biliyorum ki o güzel yürekleriniz, bu güzel LGBTİ bireylerini bu yolda sonuna kadar koruyup destekleyecek.

SUSMAYIN, HAYKIRIN! EŞCİNSELLER VARDIR!

(İlgili videoyu izlemek için buraya tıklayınız.)


Bu filmi, haftalar öncesinde bir tanıdığımın tavsiyesi üzerine izleme kararı aldım. Her seferinde izleyeceğim diyordum ve kısmet bugüneymiş. Şu an ise kendime bu filmi nasıl olur da bu kadar geç izlerim diye sorup duruyorum. Film, baştan sona kadar adeta harikalar saçıyor.

Çöller Kraliçesi; 1994, Avustralya yapımı bir film. Baş roller; Hugo Weaving, Guy Pearce ve Rebel Penfold-russel arasında paylaşılmaktadır. Eski bir film olmasına rağmen, izlerken sanki film günümüzde çekilmiş gibi duruyor. Özellikle filmde yer alan müzikler, giyilen kıyafetler tam anlamıyla olağanüstü. O dönemlere göre oldukça ilgi çekici, kışkırtıcı ve ağzınızı açık bırakacak türden tasarımlar yapılmış. Tasarlanan bu kıyafetler, ciddi anlamda rollere uygun. Makyajlar hakkında yapacak doğru yorumu kelime ile ifade bile edemiyorum. Olağanüstü, muazzam gibi kelimeler çok sönük kalacaktır. Her sahnesiyle fazlasıyla cesur bir film olan Çöller Kraliçesi gerçekten izlenmeli. 

Baş rolde oynayan Hugo Weaving, Matrix filminin ajanı, aynı zamanda V For Vendetta'nın V'si ve Yüzüklerin Efendisi'nde Elrond rolleriyle karşımıza çıkmıştır. Aynı başarı bu filmlerinde de fazlasıyla ortada. Fakat bana göre Çöller Kraliçesi bu filmlerden kat kat harika ve başarılı. Kesinlikle izlemelisiniz. Eminim ki her sahnesinde ağzınız açık kalacak ve filmin muhteşemliğine fazlasıyla tanık olacaksınız. Priscilla Çöller Kraliçesi her şeyi ile ''cuk'' oturmuş diyebileceğim harika bir film. Yönetmen, Stephan Elliott elleri öpülecek ve ayakta alkışlanılacak birisi. 

Film hakkında kısa bilgi: Priscilla Çöller Kraliçesi filmi için hiç kimse sponsor olmamıştır. Çekilmesi için gerekli olan paranın tamamını George Michael vermiştir. 

Filmin Özeti: Film, Avustralya çöllerindeki bir tatil beldesi olan Alice Springs'de bir otelden iş teklifi alan iki travesti ve bir transeksüel dansçının yol macerasını konu alıyor. Priscilla ismini verdikleri tur otobüsleriyle yola çıkan 3 renkli karaktere yolda bozulan otobüslerini tamir eden Bob'da katılır. Bu arada, onlara iş teklifi yapan kadının travestilerden biri olan Anthhony'nin karısı olduğunu öğrenirler.

Filmde Çalan Şarkılar: 

1- I've Never Been to Me - Charlene
2- Go West - Village People
3- Billy Don't Be a Hero - Paper Lace
4- My Baby Loves Lovin - Whiye Plains
5- I love the Nightlife (Disco Round) - Alicia Bridges
6- Can't Help Lovin Dat Man - Trudy Richards
7- I Will Survive - Gloria Gaynor
8- A Fine Romance - Lena Horne
9- Shake Your Groove Thing - Peaches & Herb
10- I Don't Care if the Sun Don't Shine - Patti Page
11- Finally - CeCe Peniston
12- Take a Letter Maria - R. B. Greaves
13- Mamma Mia - ABBA
14- Save the Best for Last - Vanessa Williams 
15- I love the Nightlife - Alicia Bridges

Fragman: 

Priscilla Çöller Kraliçesi


Bu filmi, haftalar öncesinde bir tanıdığımın tavsiyesi üzerine izleme kararı aldım. Her seferinde izleyeceğim diyordum ve kısmet bugüneymiş. Şu an ise kendime bu filmi nasıl olur da bu kadar geç izlerim diye sorup duruyorum. Film, baştan sona kadar adeta harikalar saçıyor.

Çöller Kraliçesi; 1994, Avustralya yapımı bir film. Baş roller; Hugo Weaving, Guy Pearce ve Rebel Penfold-russel arasında paylaşılmaktadır. Eski bir film olmasına rağmen, izlerken sanki film günümüzde çekilmiş gibi duruyor. Özellikle filmde yer alan müzikler, giyilen kıyafetler tam anlamıyla olağanüstü. O dönemlere göre oldukça ilgi çekici, kışkırtıcı ve ağzınızı açık bırakacak türden tasarımlar yapılmış. Tasarlanan bu kıyafetler, ciddi anlamda rollere uygun. Makyajlar hakkında yapacak doğru yorumu kelime ile ifade bile edemiyorum. Olağanüstü, muazzam gibi kelimeler çok sönük kalacaktır. Her sahnesiyle fazlasıyla cesur bir film olan Çöller Kraliçesi gerçekten izlenmeli. 

Baş rolde oynayan Hugo Weaving, Matrix filminin ajanı, aynı zamanda V For Vendetta'nın V'si ve Yüzüklerin Efendisi'nde Elrond rolleriyle karşımıza çıkmıştır. Aynı başarı bu filmlerinde de fazlasıyla ortada. Fakat bana göre Çöller Kraliçesi bu filmlerden kat kat harika ve başarılı. Kesinlikle izlemelisiniz. Eminim ki her sahnesinde ağzınız açık kalacak ve filmin muhteşemliğine fazlasıyla tanık olacaksınız. Priscilla Çöller Kraliçesi her şeyi ile ''cuk'' oturmuş diyebileceğim harika bir film. Yönetmen, Stephan Elliott elleri öpülecek ve ayakta alkışlanılacak birisi. 

Film hakkında kısa bilgi: Priscilla Çöller Kraliçesi filmi için hiç kimse sponsor olmamıştır. Çekilmesi için gerekli olan paranın tamamını George Michael vermiştir. 

Filmin Özeti: Film, Avustralya çöllerindeki bir tatil beldesi olan Alice Springs'de bir otelden iş teklifi alan iki travesti ve bir transeksüel dansçının yol macerasını konu alıyor. Priscilla ismini verdikleri tur otobüsleriyle yola çıkan 3 renkli karaktere yolda bozulan otobüslerini tamir eden Bob'da katılır. Bu arada, onlara iş teklifi yapan kadının travestilerden biri olan Anthhony'nin karısı olduğunu öğrenirler.

Filmde Çalan Şarkılar: 

1- I've Never Been to Me - Charlene
2- Go West - Village People
3- Billy Don't Be a Hero - Paper Lace
4- My Baby Loves Lovin - Whiye Plains
5- I love the Nightlife (Disco Round) - Alicia Bridges
6- Can't Help Lovin Dat Man - Trudy Richards
7- I Will Survive - Gloria Gaynor
8- A Fine Romance - Lena Horne
9- Shake Your Groove Thing - Peaches & Herb
10- I Don't Care if the Sun Don't Shine - Patti Page
11- Finally - CeCe Peniston
12- Take a Letter Maria - R. B. Greaves
13- Mamma Mia - ABBA
14- Save the Best for Last - Vanessa Williams 
15- I love the Nightlife - Alicia Bridges

Fragman: 


Fotoğrafım
Edirne, Ayşekadın, Türkiye
19 Ocak 1996, İskenderun doğumlu. Trakya Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım bölümü mezunu. 13 yaşından beri blogger. 2012 Hürriyet Bumerang Ödülleri'nde En Uyumlu site üçüncülüğüne hak kazandı. İlk kitabı İkinci Kadının Hikâyesi ise Temmuz 2016 yılında basıldı. Tüm kitabevleri ve online kitapçılarda satışta.