background img

The New Stuff

Daha Fazla Yazamıyorum



Ben de istiyorum artık mutlu olmayı. Etrafıma baktığımda, her denk geldiğim insanın gülmesi, hayattan zevk alması sanki içime içime batıyor. Kıskanıyorum, imrenerek bakıyorum. Kapatıyorum kendimi odama, ağlamaya başlıyorum saatlerce, günlerce. Sonra düşünüyorum. Ben niye mutlu olamıyorum? Yanlış tercihler, yanlış seçimler mi yapıyorum da bir türlü mutlu olamıyorum.
Her insan mutlu olmayı ister, gerektiği gibi. İnsan mutlu olmadığı sürece, yaşamaktan neden zevk alsın ki? İstese de alamaz. Belki de etrafta gördüğüm o kadar insanın gülümsemesi sahtedir. Belki de mutsuzluklarının üzerine bir perde çekmişlerdir ve güneş batınca o perdeyi açacaklardır. Bu da güzel. Ben onu bile yapamıyorum. Perdem 7/24 açık; ışığı da karanlığı da içeriye alıyorum. Ne yazık ki karanlık da mutsuz ediyor beni, ışık da. 
Etrafımızda bizi mutlu etmesini istediğimiz insanları bulundurmaya çalışırız. Onların mutluluğu sizi mutlu eder kimi zaman. Bazen de o sizi mutlu eder ve sizin mutluluğunuzla mutlu olur. 
Ben sevdiğim insanların beni mutlu etmesini istiyorum. Beni yanlış anlamaları, beni kırmaları, ne durumda olduğumu ve ne kadar kötü günler yaşadığımı anlamamalarından sıkıldım. Bana en acı veren şey mutsuzluğum değil, yalnızlığım. Etrafıma bakıyorum ve konuşabilecek kimsem yok. Gözyaşlarımla baş başayım. Sızlanışlarım eşlik ediyor bana. Cevap veriyor sorularıma ama hala yanıtsız çok soru var. O sorular, asıl cevaplanması gereken sorular işte.
İçim, aylardır çok dolu. Ne kadar ağlasam, ne kadar kendimi bir yerden bir yere vursam hala içimdekileri atamıyorum. Sinirlerimi, mutsuzluğumu ve üzüntümü dışarıya atamıyorum. Sorunlarım var benim de, çoğu insanın olduğu gibi. Sevdiğiniz bir insan sizin güveninizi kırmışsa ve hala yerine oturmamışsa güveniniz, söylediği sözlerde, yaptığı şeylerde nasıl güven arayabilir, hissedebilirsiniz ki? Anlaşılamıyorum işte. Yapılan onca şeyden sonra hala bunları yaşamaya devam etmem niye? 
Uyuyamıyorum. Mutsuzum. Kırgınım. Düşünemiyorum. Yalnızım. İçim dolu. Konuşacak kimsem yok. Sarılacak kimsem yok. Aklımı toparlayamıyorum. Sıkılıyorum. Dayanamıyorum. Pişmanım. 
Daha fazla yazamıyorum…

2 yorum: Leave Your Comments

  1. insanlar sana mutluluk vermiyorsa, seni mutlu edebilecek başka yollar aramalısın. sen farkında olmadan bulmuşsun bile bunu. yazmak en güzelidir. kelimeler ihanet etmez.. tüm içtenliğimle tebrik ediyorum seni.

    YanıtlaSil
  2. Sizin güzel yorumlarınızı okuyarak mutlu oluyorum ben, bu da benim için en güzel şey. Teşekkür ederim...

    YanıtlaSil

Fotoğrafım
Edirne, Ayşekadın, Türkiye
19 Ocak 1996, İskenderun doğumlu. Trakya Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım bölümü mezunu. 13 yaşından beri blogger. 2012 Hürriyet Bumerang Ödülleri'nde En Uyumlu site üçüncülüğüne hak kazandı. İlk kitabı İkinci Kadının Hikâyesi ise Temmuz 2016 yılında basıldı. Tüm kitabevleri ve online kitapçılarda satışta.