background img

The New Stuff

berkay etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
berkay etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Dün gece saat 23:00 civarında o kadar güzel ve komik şeyler gelip geçti ki başımdan, onları buraya yazmak geldi içimden. Hem çoktandır güldürmeceli, hepinizi kahkaha boğacak bir şeyler yazmıyordum, fırsat bu fırsat, takipçilerimin yüzlerine güldürme vakti geldi dedim. Tabii ben bu anlatacaklarıma bayağı bir güldüm, umarım ki sizleri de güldürür. 

Dediğim gibi saat 23:00'ü geçerken, o sırada yatağımda saçma bir şekilde uzanmış, elimde telefon, karanlığın içerisinde feysbukta dolanırken, bir de gördüm ki bir mesaj gelmiş. Tanımadığım biri ''Selam.'' yazmış. Bende de asla ''Aa tanımadığım biri bana mesaj atmış, ıyy salak ya 'prdon tanşyo myz acba?''' gibisinden saçma salak şeyler yazmam ve tanımasam da o kişiyle olabildiğince samimi konuşmaya çalışırım. ''Merhaba.'' yazıp gönderdim ve konuşmamız başladı.

Beni bulup ekleme hikayesini anlattı. Gugıl amcamıza bir şeyler sormuş bir de bakmış benim blog. Aman Allah'ım bu da ne demiş girmiş, öyle böyle derken feysten eklemiş ve konuşmak istemiş. Hem beni bu şekilde bulması hem de benimle olan konuşmasındaki samimiyetten dolayı ben de mutlu oldum onu tanıdığıma.

Her neyse, sonra arkadaşımız birden bire bana şu soruyu yöneltti: ''Ailen sana başka bir isim koymayı düşünmüş de sonra dedenin ismini mi koymuşlar?'' Allaaah! 17 yaşındayım ve belki hayatım boyunca 17 bin kere karşılaştığım bir soru. Bu soru her sorulduğunda içimden öncelikle anne ve babacığımdan özür dileyip sonradan sövmeye başlıyorum.

Ben de ''Annem Burak veya Berkay istemiş ama babam da babasının adını koymak istemiş işte.'' dedim. Arkadaşımız da ordan ''Hiç Hasan değilsin çünkü, sen de Hasan tipi yok. Burak ve Berkay tipi var gerçekten.'' dedi. Gecenin bilmem kaçı, ''Hiç Hasan değilsin çünkü.'' kısmını okuduktan sonra beni bir gülme krizi aldı ki sormayın. Kendimi o kadar kaptırmışım ki bir ara yataktan düşüyordum, neyse ki son anda kurtardım kendimi.

Yani aslında ne kadar gülsem de çok gıcık oluyorum abi adımın Hasan olmasına. Hasan ne Allah için yani canım babacığım. Ne biliyim işte annem istemiş Burak, koy Burak gitsin yani. Berk koy. Hasan ne eyy saçına kaşına kurban olduğum.

Yalnız anneme de az sinirlenmedim değil yani, baktın Hasan koyacak kalk, kaç hastaneden iki dakikalığına köşedeki nüfus şeyisiliğine git çıkar bir tane nüfus cüzdanı, koy adımı Burak!

Hasan demeyin bana pıliiizzz.

Burak Tipli Hasan Olmak


Dün gece saat 23:00 civarında o kadar güzel ve komik şeyler gelip geçti ki başımdan, onları buraya yazmak geldi içimden. Hem çoktandır güldürmeceli, hepinizi kahkaha boğacak bir şeyler yazmıyordum, fırsat bu fırsat, takipçilerimin yüzlerine güldürme vakti geldi dedim. Tabii ben bu anlatacaklarıma bayağı bir güldüm, umarım ki sizleri de güldürür. 

Dediğim gibi saat 23:00'ü geçerken, o sırada yatağımda saçma bir şekilde uzanmış, elimde telefon, karanlığın içerisinde feysbukta dolanırken, bir de gördüm ki bir mesaj gelmiş. Tanımadığım biri ''Selam.'' yazmış. Bende de asla ''Aa tanımadığım biri bana mesaj atmış, ıyy salak ya 'prdon tanşyo myz acba?''' gibisinden saçma salak şeyler yazmam ve tanımasam da o kişiyle olabildiğince samimi konuşmaya çalışırım. ''Merhaba.'' yazıp gönderdim ve konuşmamız başladı.

Beni bulup ekleme hikayesini anlattı. Gugıl amcamıza bir şeyler sormuş bir de bakmış benim blog. Aman Allah'ım bu da ne demiş girmiş, öyle böyle derken feysten eklemiş ve konuşmak istemiş. Hem beni bu şekilde bulması hem de benimle olan konuşmasındaki samimiyetten dolayı ben de mutlu oldum onu tanıdığıma.

Her neyse, sonra arkadaşımız birden bire bana şu soruyu yöneltti: ''Ailen sana başka bir isim koymayı düşünmüş de sonra dedenin ismini mi koymuşlar?'' Allaaah! 17 yaşındayım ve belki hayatım boyunca 17 bin kere karşılaştığım bir soru. Bu soru her sorulduğunda içimden öncelikle anne ve babacığımdan özür dileyip sonradan sövmeye başlıyorum.

Ben de ''Annem Burak veya Berkay istemiş ama babam da babasının adını koymak istemiş işte.'' dedim. Arkadaşımız da ordan ''Hiç Hasan değilsin çünkü, sen de Hasan tipi yok. Burak ve Berkay tipi var gerçekten.'' dedi. Gecenin bilmem kaçı, ''Hiç Hasan değilsin çünkü.'' kısmını okuduktan sonra beni bir gülme krizi aldı ki sormayın. Kendimi o kadar kaptırmışım ki bir ara yataktan düşüyordum, neyse ki son anda kurtardım kendimi.

Yani aslında ne kadar gülsem de çok gıcık oluyorum abi adımın Hasan olmasına. Hasan ne Allah için yani canım babacığım. Ne biliyim işte annem istemiş Burak, koy Burak gitsin yani. Berk koy. Hasan ne eyy saçına kaşına kurban olduğum.

Yalnız anneme de az sinirlenmedim değil yani, baktın Hasan koyacak kalk, kaç hastaneden iki dakikalığına köşedeki nüfus şeyisiliğine git çıkar bir tane nüfus cüzdanı, koy adımı Burak!

Hasan demeyin bana pıliiizzz.

Fotoğrafım
Edirne, Ayşekadın, Türkiye
19 Ocak 1996, İskenderun doğumlu. Trakya Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım bölümü mezunu. 13 yaşından beri blogger. 2012 Hürriyet Bumerang Ödülleri'nde En Uyumlu site üçüncülüğüne hak kazandı. İlk kitabı İkinci Kadının Hikâyesi ise Temmuz 2016 yılında basıldı. Tüm kitabevleri ve online kitapçılarda satışta.