background img

The New Stuff

yalnız kalmak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yalnız kalmak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yavaş adımlarla çıkıyorum merdivenleri. Hiç ilerlemek istemediğim bu yolda ilerliyorum, ilerliyorum ve içimde yaşadığım her fırtına öncesi sessizliğin haykırışları duyuluyor. Biliyorum, duyuluyor. Hani olur ya; çok heyecanlanırsınız veya bir şeyin olacağından korkarsınız ve o korku veya heyecan tam kalbinizin ortasında bir gerilme, bir doluluk ve kıpırdanma hissi yaratır. Adımlarınız geri geri gider ama yapmak zorundasınızdır, başka çare yoktur. O kapıdan girilecek. Bugün o kapı açılacak ve ben o haykırışları içimde bir kez daha duyacağım.

Durmuştum kapının eşiğinde, bakıyordum öylece. Sanki tüm hayatım, her bu kapıdan içeriye süzülüşümden sonra yaşadığım yalnızlıklar bir bir yansıtıldı kapıya. Biri oyun mu oynuyordu benimle? Yalnızlığımdan zevk alan birileri mi vardı? Kimin yalnızlığının haykırışıydı bunlar? Madem yalnızlığa mahkum edilmişim, madem beni yalnızlığa itip, koca bir sessizlik denizinin içerisinde yüzdüreceksiniz; susun! Dalga geçer gibi gülüşmeyin içimde. Rahat bırakın, susun!

Mutluluk, Bana Bir Kez Sarıl

Yavaş adımlarla çıkıyorum merdivenleri. Hiç ilerlemek istemediğim bu yolda ilerliyorum, ilerliyorum ve içimde yaşadığım her fırtına öncesi sessizliğin haykırışları duyuluyor. Biliyorum, duyuluyor. Hani olur ya; çok heyecanlanırsınız veya bir şeyin olacağından korkarsınız ve o korku veya heyecan tam kalbinizin ortasında bir gerilme, bir doluluk ve kıpırdanma hissi yaratır. Adımlarınız geri geri gider ama yapmak zorundasınızdır, başka çare yoktur. O kapıdan girilecek. Bugün o kapı açılacak ve ben o haykırışları içimde bir kez daha duyacağım.

Durmuştum kapının eşiğinde, bakıyordum öylece. Sanki tüm hayatım, her bu kapıdan içeriye süzülüşümden sonra yaşadığım yalnızlıklar bir bir yansıtıldı kapıya. Biri oyun mu oynuyordu benimle? Yalnızlığımdan zevk alan birileri mi vardı? Kimin yalnızlığının haykırışıydı bunlar? Madem yalnızlığa mahkum edilmişim, madem beni yalnızlığa itip, koca bir sessizlik denizinin içerisinde yüzdüreceksiniz; susun! Dalga geçer gibi gülüşmeyin içimde. Rahat bırakın, susun!


Kendimi nasıl bu evin dışına, daha da, tamamen dışına nasıl atabilirim diye düşünemiyordum bile. İki kelimelik bir söz, insanın hayatını ne kadar yıkabilirdi ki? Ne kadar mahvedebilirdi? Nasıl alt üst olurdu her şey?

Kapıyı açtım ve hiç durmayacakmış, en sona kaçarcasına koşmaya başladım. Koştukça, uzaklaştıkça; o söz daha da yankılanıyordu beynimin içinde. Bütün hislerimi kemiriyor, gittikçe hissizleşiyordum. Koşmaktan, etrafa bakmaktan, durup etrafımdan dönmekten; ayaklarımı, ağlamaktan ise gözlerimi hissedemiyordum. Sadece gözlerimin içindeki yanmayı hissedebiliyordum. Kalbimin en derinindeki yanmaya benziyordu. Aynı acıydı bu.


Koştum. Koştum. Koştum. Durmayacağım, durmak yok! Bitecek mi bu da? Her berbat olay gibi, bunu da unutabilir miyim? Unutamam... Unutabilirim... Bilmiyorum. Daha fazla yapabileceğimi düşünmüyorum. Her şey bu kadar basit olamazdı. Unutamam, unutamayacağım ama bunun da bir sonu olacaktı. Biliyorum, evet olacaktı.

Daha ne kadar koşacağım, istemiyorum! Sus, konuşma. Hayır, hayır, hayır! Nefret etmiyor. Sadece bir anlık sinirdi, seviyor. Ben onun kızıyım. Beni seviyor, ben de onu. Beni sevi... Sus artık! Dinlemeyeceğim seni!

...

Bir Ses: ''Nefret Ediyorum!''

Kendimi nasıl bu evin dışına, daha da, tamamen dışına nasıl atabilirim diye düşünemiyordum bile. İki kelimelik bir söz, insanın hayatını ne kadar yıkabilirdi ki? Ne kadar mahvedebilirdi? Nasıl alt üst olurdu her şey?

Kapıyı açtım ve hiç durmayacakmış, en sona kaçarcasına koşmaya başladım. Koştukça, uzaklaştıkça; o söz daha da yankılanıyordu beynimin içinde. Bütün hislerimi kemiriyor, gittikçe hissizleşiyordum. Koşmaktan, etrafa bakmaktan, durup etrafımdan dönmekten; ayaklarımı, ağlamaktan ise gözlerimi hissedemiyordum. Sadece gözlerimin içindeki yanmayı hissedebiliyordum. Kalbimin en derinindeki yanmaya benziyordu. Aynı acıydı bu.


Koştum. Koştum. Koştum. Durmayacağım, durmak yok! Bitecek mi bu da? Her berbat olay gibi, bunu da unutabilir miyim? Unutamam... Unutabilirim... Bilmiyorum. Daha fazla yapabileceğimi düşünmüyorum. Her şey bu kadar basit olamazdı. Unutamam, unutamayacağım ama bunun da bir sonu olacaktı. Biliyorum, evet olacaktı.

Daha ne kadar koşacağım, istemiyorum! Sus, konuşma. Hayır, hayır, hayır! Nefret etmiyor. Sadece bir anlık sinirdi, seviyor. Ben onun kızıyım. Beni seviyor, ben de onu. Beni sevi... Sus artık! Dinlemeyeceğim seni!

...

Fotoğrafım
Edirne, Ayşekadın, Türkiye
19 Ocak 1996, İskenderun doğumlu. Trakya Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım bölümü mezunu. 13 yaşından beri blogger. 2012 Hürriyet Bumerang Ödülleri'nde En Uyumlu site üçüncülüğüne hak kazandı. İlk kitabı İkinci Kadının Hikâyesi ise Temmuz 2016 yılında basıldı. Tüm kitabevleri ve online kitapçılarda satışta.