background img

The New Stuff

yasemin allen etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yasemin allen etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Şeref Meselesi, son dönemde Türk televizyonunda yayınlanan başarılı dizilerden biri. Dizinin oyuncu kadrosu, çekimi ve konusu oldukça başarılı.

Dizi, 2006-2012 yılları arasında yayınlanmış bir İtalyan dizisi L'onore e il Rispetto'dan uyarlanmış. Dizi Mart ayında 4. sezonuyla yayınlanmaya devam edecek. Aslına bakılırsa İtalyanlardan uyarlanmış olması, yani daha doğrusu dizinin direkt olarak Türk senaristlerinin elinden çıkmamış olması diziye olan ilgimi düşürmüyor. Son bir kaç yıldır zaten bizim senaristlerin kalemi pek hareketlenmediği ve sürekli dış ülkelerden dizileri alıp uyarladığımız için artık pek dizi izlemez olmuştum. Fakat Şeref Meselesi'ni o kategoriye dahil etmedim. Çünkü Altan Dönmez sevdiğim bir yönetmen. Çok başarılı bir projeyi bizlere sunuyor. Dizinin çekim kalitesi ise dizinin izlenebilitesini artırıyor, bana göre.

Diziyi çok yarım yamalak izledim ne yazık ki. İlk bölümleri aksatmadan izliyordum fakat sonrasında uzun bir ara izleyemedim. Bu aralar kesik kesik yine izliyorum fakat boş bir anımda oturup en başından izleme gibi bir düşüncem var. Ondan önce dizinin orjinalini yani İtalyan yapımını da izlemeyi ve ona göre tekrar bir karşılaştırma ile yorumlamak istiyorum.


DİZİNİN KONUSU
Ayvalıktan İstanbul'a dönen bir ailenin, yakın bir akrabası tarafından tanıştırıldığı Sadullah isimli bir mafya babası tarafından oyuna getirilmesi. Bunun üzerine evin büyük oğlu Yiğit'in intikam almak için yaptıklarını konu alıyor.

OYUNCU KADROSU
Kerem Bursin
Yasemin Allen
Şükran Ovalı
Uğur Uzunel
Burcu Biricik
Tilbe Saran

#YerliDizi - Şeref Meselesi


Şeref Meselesi, son dönemde Türk televizyonunda yayınlanan başarılı dizilerden biri. Dizinin oyuncu kadrosu, çekimi ve konusu oldukça başarılı.

Dizi, 2006-2012 yılları arasında yayınlanmış bir İtalyan dizisi L'onore e il Rispetto'dan uyarlanmış. Dizi Mart ayında 4. sezonuyla yayınlanmaya devam edecek. Aslına bakılırsa İtalyanlardan uyarlanmış olması, yani daha doğrusu dizinin direkt olarak Türk senaristlerinin elinden çıkmamış olması diziye olan ilgimi düşürmüyor. Son bir kaç yıldır zaten bizim senaristlerin kalemi pek hareketlenmediği ve sürekli dış ülkelerden dizileri alıp uyarladığımız için artık pek dizi izlemez olmuştum. Fakat Şeref Meselesi'ni o kategoriye dahil etmedim. Çünkü Altan Dönmez sevdiğim bir yönetmen. Çok başarılı bir projeyi bizlere sunuyor. Dizinin çekim kalitesi ise dizinin izlenebilitesini artırıyor, bana göre.

Diziyi çok yarım yamalak izledim ne yazık ki. İlk bölümleri aksatmadan izliyordum fakat sonrasında uzun bir ara izleyemedim. Bu aralar kesik kesik yine izliyorum fakat boş bir anımda oturup en başından izleme gibi bir düşüncem var. Ondan önce dizinin orjinalini yani İtalyan yapımını da izlemeyi ve ona göre tekrar bir karşılaştırma ile yorumlamak istiyorum.


DİZİNİN KONUSU
Ayvalıktan İstanbul'a dönen bir ailenin, yakın bir akrabası tarafından tanıştırıldığı Sadullah isimli bir mafya babası tarafından oyuna getirilmesi. Bunun üzerine evin büyük oğlu Yiğit'in intikam almak için yaptıklarını konu alıyor.

OYUNCU KADROSU
Kerem Bursin
Yasemin Allen
Şükran Ovalı
Uğur Uzunel
Burcu Biricik
Tilbe Saran


''Benim bir dostum var...

Dostum çok eğlencelidir. Oyun oynamayı çok sever. Ve çok zekidir. Hatta dünyanın en zeki canlılarından biridir. Dostum, aklımdan geçenleri okuyabilir. Hayır, şaka yapmıyorum...

Dostum yelkenlilerle yarışır ve hep o kazanır. Dostum, tiz seslere kolayca çıkabilir. 8 metrelik dalgalarla sörf yapabilir. Üstelik sörf tahtası olmadan... Siz bunu yapabilir misiniz?

Dostum bizi anlayabilir ama biz onu anlayamayız. O hayat kurtarır, o insanların hayatını kurtarır. O her zaman gülümser... Ama bu hep mutlu olduğu anlamına gelmez.

Dostum esir tutulmamalı... Onun evi denizler ve okyanuslar...

Fakat dostumun başı büyük dertte. Aslında şu anda yaşam mücadelesi veriyor.

Şu anda...

Şimdi...

Japonya kıyılarında yunuslar korkunç bir kadere sürükleniyor. En göz alıcı olanlar Dünya'nın dört bir yanındaki yunus parklarına dağıtılıyor. Gösteri dünyası onları esarete sürüklüyor.

Geriye kalanlarsa... Vahşice öldürüyor!

Lütfen bu katliama dur dememize yardım et.
Bu haberi yaymamıza yardım et.
Lütfen bize katıl ve bu haberi herkesle paylaş.
Lütfen dostumu esarete sürükleme.
Hayvanların kullanıldığı hiçbir gösteriye gitme!
Asla gitme!
Yunuslarla terapi bahanesini iyi araştır!
Esaretlerine tepki göster!
Onlar için en büyük tehlike ve tek umut biziz.
Tek umutları biziz...''


Evet arkadaşlar... Amacımız, yunuslara yaşatılan bu iğrenç katliama dur demek! Hayvanların kullanıldığı parklar ve gösterilere karşı büyük bir tepki oluşturarak buna bir son vermek.

Siz de bu kampanyaya katılabilir, tek bir imza ile ve haberi etrafınızdakilerle olabildiğince fazla paylaşarak destek olabilirsiniz.

Unutma, senin de bir dostun var.


İmza kampanyaları: chn.ge/1eamZw9

Benim Bir Dostum Var...


''Benim bir dostum var...

Dostum çok eğlencelidir. Oyun oynamayı çok sever. Ve çok zekidir. Hatta dünyanın en zeki canlılarından biridir. Dostum, aklımdan geçenleri okuyabilir. Hayır, şaka yapmıyorum...

Dostum yelkenlilerle yarışır ve hep o kazanır. Dostum, tiz seslere kolayca çıkabilir. 8 metrelik dalgalarla sörf yapabilir. Üstelik sörf tahtası olmadan... Siz bunu yapabilir misiniz?

Dostum bizi anlayabilir ama biz onu anlayamayız. O hayat kurtarır, o insanların hayatını kurtarır. O her zaman gülümser... Ama bu hep mutlu olduğu anlamına gelmez.

Dostum esir tutulmamalı... Onun evi denizler ve okyanuslar...

Fakat dostumun başı büyük dertte. Aslında şu anda yaşam mücadelesi veriyor.

Şu anda...

Şimdi...

Japonya kıyılarında yunuslar korkunç bir kadere sürükleniyor. En göz alıcı olanlar Dünya'nın dört bir yanındaki yunus parklarına dağıtılıyor. Gösteri dünyası onları esarete sürüklüyor.

Geriye kalanlarsa... Vahşice öldürüyor!

Lütfen bu katliama dur dememize yardım et.
Bu haberi yaymamıza yardım et.
Lütfen bize katıl ve bu haberi herkesle paylaş.
Lütfen dostumu esarete sürükleme.
Hayvanların kullanıldığı hiçbir gösteriye gitme!
Asla gitme!
Yunuslarla terapi bahanesini iyi araştır!
Esaretlerine tepki göster!
Onlar için en büyük tehlike ve tek umut biziz.
Tek umutları biziz...''


Evet arkadaşlar... Amacımız, yunuslara yaşatılan bu iğrenç katliama dur demek! Hayvanların kullanıldığı parklar ve gösterilere karşı büyük bir tepki oluşturarak buna bir son vermek.

Siz de bu kampanyaya katılabilir, tek bir imza ile ve haberi etrafınızdakilerle olabildiğince fazla paylaşarak destek olabilirsiniz.

Unutma, senin de bir dostun var.


İmza kampanyaları: chn.ge/1eamZw9


Her Çarşamba günü, hiç kaçırmadan, ilk bölümünden beri beğenerek ve severek izlerim Merhamet'i. Özgü Namal'ı ve Burçin Terzioğlu'nu oldum olası sevmişimdir ve ikisini de görünce izlemem kaçınılmaz oldu tabii ki.

Hande Altaylı'nın Kahperengi kitabından uyarlama olduğunu dizi başlamadan önce bilmiyordum. Sebebi de Hande Altaylı'nın yazım dilini beğenmediğim için kitaplarını alıp okumamam. Daha önce Aşka Şeytan Karışır adlı kitabı bana hediye gelmişti, kitabı beğenemedim bir türlü, içine almadı beni ve kitabı bitirmeden bıraktım. Bu sebeple diğer kitaplarını alma ihtiyacı da duymadım.

Kahperengi kitabında neler olup bitiyor tam olarak bilmiyorum fakat kitap için yazılan çoğu yorumu okudum. Dizi kitaptan biraz daha farklı haliyle. Uyarlama olduğu için biraz daha konuların genişletilip, ayrıntılara fazla girilmesi gerekiyor. Kitap nasıl bilemem ama kitabın dizi halini ben çok sevdim.

Merhamat, dün akşam Sezon Finali ile ekranlardaydı. Bu bölüm için buraya bir şeyler yazmak istedim çünkü dizi umduğum gibi bir Sezon Finali yaşatmadı bana.

Sezon Finali denildiğinde dizilerde daha fazla aksiyon, her şeyin ortaya çıktığı ve bölüm sonunun da izleyici acayip derecede merakta bıraktığı bölüm anlamına gelir. Merhamet ilk bölümden beri izleyici merakta bırakan bir diziyken, Sezon Finali'nin son sahnesi bu dizi için çok basit oldu.

Dizinin finali öyle bitmeliydi ki, ağzım açık kalmalıydı haliyle. Bundan önceki bölümlerde bile yarım saat boyunca ağzım açık TV'ye bakarak öylece kala kaldığımı hatırlıyorum. Bu son bölümde hiçbir tepki veremedim ne yazık ki.

Bana sorarsanız -diziyi izleyenler beni iyi anlayacaktır- final sahnesi ya birazcık daha erken bitmeli ya da on saniye kadar daha uzamalıydı. Daha açık şöyle söyleyeyim: Şadiye'nin gittiği evde adam vuruldu ve ardından bir tane adam çıkıp Şadiye'yi bayılttı ve silahı Şadiye'nin eline bıraktı. Yani suçu Şadiye'ye attılar. Tam o sahnede final yapabilirlerdi mesela, çok daha iyi olabilirdi.

Ya da Deniz her şeyi öğrendikten sonra Narin'in evine gittiğinde, Narinle Fırat'ın karşısına dikilip öyle sessiz sessiz kalacağına, öğrendiklerini bildiğini söyleseydi ve o andan sonra bölüm sonu olsaydı.

Bana sorarsanız bu iki seçenekten biri olmalıydı. Şu anki bitmiş olduğu kısım çok basit ve heyecansız oldu.

Bakalım diğer sezonda neler olacak?
Bekliyoruz...

Merhamet / Sezon Finali


Her Çarşamba günü, hiç kaçırmadan, ilk bölümünden beri beğenerek ve severek izlerim Merhamet'i. Özgü Namal'ı ve Burçin Terzioğlu'nu oldum olası sevmişimdir ve ikisini de görünce izlemem kaçınılmaz oldu tabii ki.

Hande Altaylı'nın Kahperengi kitabından uyarlama olduğunu dizi başlamadan önce bilmiyordum. Sebebi de Hande Altaylı'nın yazım dilini beğenmediğim için kitaplarını alıp okumamam. Daha önce Aşka Şeytan Karışır adlı kitabı bana hediye gelmişti, kitabı beğenemedim bir türlü, içine almadı beni ve kitabı bitirmeden bıraktım. Bu sebeple diğer kitaplarını alma ihtiyacı da duymadım.

Kahperengi kitabında neler olup bitiyor tam olarak bilmiyorum fakat kitap için yazılan çoğu yorumu okudum. Dizi kitaptan biraz daha farklı haliyle. Uyarlama olduğu için biraz daha konuların genişletilip, ayrıntılara fazla girilmesi gerekiyor. Kitap nasıl bilemem ama kitabın dizi halini ben çok sevdim.

Merhamat, dün akşam Sezon Finali ile ekranlardaydı. Bu bölüm için buraya bir şeyler yazmak istedim çünkü dizi umduğum gibi bir Sezon Finali yaşatmadı bana.

Sezon Finali denildiğinde dizilerde daha fazla aksiyon, her şeyin ortaya çıktığı ve bölüm sonunun da izleyici acayip derecede merakta bıraktığı bölüm anlamına gelir. Merhamet ilk bölümden beri izleyici merakta bırakan bir diziyken, Sezon Finali'nin son sahnesi bu dizi için çok basit oldu.

Dizinin finali öyle bitmeliydi ki, ağzım açık kalmalıydı haliyle. Bundan önceki bölümlerde bile yarım saat boyunca ağzım açık TV'ye bakarak öylece kala kaldığımı hatırlıyorum. Bu son bölümde hiçbir tepki veremedim ne yazık ki.

Bana sorarsanız -diziyi izleyenler beni iyi anlayacaktır- final sahnesi ya birazcık daha erken bitmeli ya da on saniye kadar daha uzamalıydı. Daha açık şöyle söyleyeyim: Şadiye'nin gittiği evde adam vuruldu ve ardından bir tane adam çıkıp Şadiye'yi bayılttı ve silahı Şadiye'nin eline bıraktı. Yani suçu Şadiye'ye attılar. Tam o sahnede final yapabilirlerdi mesela, çok daha iyi olabilirdi.

Ya da Deniz her şeyi öğrendikten sonra Narin'in evine gittiğinde, Narinle Fırat'ın karşısına dikilip öyle sessiz sessiz kalacağına, öğrendiklerini bildiğini söyleseydi ve o andan sonra bölüm sonu olsaydı.

Bana sorarsanız bu iki seçenekten biri olmalıydı. Şu anki bitmiş olduğu kısım çok basit ve heyecansız oldu.

Bakalım diğer sezonda neler olacak?
Bekliyoruz...

Fotoğrafım
Edirne, Ayşekadın, Türkiye
19 Ocak 1996, İskenderun doğumlu. Trakya Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım bölümü mezunu. 13 yaşından beri blogger. 2012 Hürriyet Bumerang Ödülleri'nde En Uyumlu site üçüncülüğüne hak kazandı. İlk kitabı İkinci Kadının Hikâyesi ise Temmuz 2016 yılında basıldı. Tüm kitabevleri ve online kitapçılarda satışta.