background img

The New Stuff

hülya avşar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
hülya avşar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Ne yazık ki olaylar devam etmekte. Gün geçtikçe ''Yarın iyi bir gün olacak'' diyorum ama her seferinde yanılıyorum. Aslında olayların devam etmesinin sebebi kesinlikle gezi parkı eylemcileri değil. Bu durumdan faydalanmaya çalışan birkaç provokatörün etrafa zarar vermeye çalışıp, polisle çatışma yaşamasıdır. Bu durumdan eylemciler de hiçbir suçları olmamasına rağmen sert tepkilere maruz kalmaya devam ediyor. Polisin tepkisi asla değişmiyor, bu şekilde giderse de değişmeceğe benzemiyor.

Dünden beri bir referandumdur gidiyor. Olayların en başında ben de referandumun en mantıklı seçenek olduğunu düşünüyordum. Fakat şöyle bir şey de var, oylama sonuçlarının pek güvenilir ve doğru bir şekilde bizlere aktıralacağından şüpheliyim. Bu sebeple referandum yapılmasını istemiyorum. Zaten Türkiye dışındaki ülkeler bile ayaklanmışken, yapılacak şeyin net bir şekilde sonucunun ne olduğu görülüyor. Gezi Parkı, park olarak kalmaya devam etmelidir.

Aynı zamanda başbakanla görüşmeler de devam ediyor. Dün Necati Şaşmaz'ın da içinde bulunduğu bir grup görüşme yaptı. Sonucunda Necati Şaşmaz'ın açıklamalarında kimse bir şey anlamadı ve sosyal medyada alay konusu oldu. Konuşmayı bile doğru düzgün beceremeyen birinin, olayların en başından beri bir kere bile yürüyüşlerde görülmeyen bir isimin başbakanın karşısında ne işi var? Bizleri temsilen oraya gidecek o kadar isimden Necati Şaşmaz ne alakadır yani. Onu da geçiyorum, bugün de Hülya Avşar'ın başbakanla randevusu var. Hülyacım, sen değil miydin havuz yaptırmak için 13 ağacı kökünden kestirip komşusuyla davalık olan. Şimdi ne diye başbakanla ''bizleri'' temsilen görüşeceksin? Kusura bakma ama çok samimiyetsizsin ve şov peşindesin.

Benim şahsi düşüncem, başbakanla görüşmesi gereken isimlerin Halit Ergenç ve Okan Bayülgen olması. Aynı zamanda eylemcilerin arasından ilk günden beri orada bulunan birkaç kişinin de katılması. Necati Şaşmaz'dı, Hülya Avşar'dı hikaye bunlar.

Bakalım önümüzdeki günlerde ne olacak. ''Yarın iyi bir gün olacak.'' diyorum yine. Umarım her şey sona erer ve bizler için en doğru, en güzel sonuca ulaşırız.

Direnmeye devam!

Gezi Parkı'ndan Son Haberler


Ne yazık ki olaylar devam etmekte. Gün geçtikçe ''Yarın iyi bir gün olacak'' diyorum ama her seferinde yanılıyorum. Aslında olayların devam etmesinin sebebi kesinlikle gezi parkı eylemcileri değil. Bu durumdan faydalanmaya çalışan birkaç provokatörün etrafa zarar vermeye çalışıp, polisle çatışma yaşamasıdır. Bu durumdan eylemciler de hiçbir suçları olmamasına rağmen sert tepkilere maruz kalmaya devam ediyor. Polisin tepkisi asla değişmiyor, bu şekilde giderse de değişmeceğe benzemiyor.

Dünden beri bir referandumdur gidiyor. Olayların en başında ben de referandumun en mantıklı seçenek olduğunu düşünüyordum. Fakat şöyle bir şey de var, oylama sonuçlarının pek güvenilir ve doğru bir şekilde bizlere aktıralacağından şüpheliyim. Bu sebeple referandum yapılmasını istemiyorum. Zaten Türkiye dışındaki ülkeler bile ayaklanmışken, yapılacak şeyin net bir şekilde sonucunun ne olduğu görülüyor. Gezi Parkı, park olarak kalmaya devam etmelidir.

Aynı zamanda başbakanla görüşmeler de devam ediyor. Dün Necati Şaşmaz'ın da içinde bulunduğu bir grup görüşme yaptı. Sonucunda Necati Şaşmaz'ın açıklamalarında kimse bir şey anlamadı ve sosyal medyada alay konusu oldu. Konuşmayı bile doğru düzgün beceremeyen birinin, olayların en başından beri bir kere bile yürüyüşlerde görülmeyen bir isimin başbakanın karşısında ne işi var? Bizleri temsilen oraya gidecek o kadar isimden Necati Şaşmaz ne alakadır yani. Onu da geçiyorum, bugün de Hülya Avşar'ın başbakanla randevusu var. Hülyacım, sen değil miydin havuz yaptırmak için 13 ağacı kökünden kestirip komşusuyla davalık olan. Şimdi ne diye başbakanla ''bizleri'' temsilen görüşeceksin? Kusura bakma ama çok samimiyetsizsin ve şov peşindesin.

Benim şahsi düşüncem, başbakanla görüşmesi gereken isimlerin Halit Ergenç ve Okan Bayülgen olması. Aynı zamanda eylemcilerin arasından ilk günden beri orada bulunan birkaç kişinin de katılması. Necati Şaşmaz'dı, Hülya Avşar'dı hikaye bunlar.

Bakalım önümüzdeki günlerde ne olacak. ''Yarın iyi bir gün olacak.'' diyorum yine. Umarım her şey sona erer ve bizler için en doğru, en güzel sonuca ulaşırız.

Direnmeye devam!


Atalay Demirci, Yetenek Sizsiniz'e ilk çıktığı günden beri takibim altında diyebilirim. Nedeni ise şu; hepimizin bilip tanıdığı komedyenler: Cem Yılmaz, Ata Demirer ve Şahan Gökbakar başta olmak üzere, nedense hiçbirine çok gülemiyorum. Şahan ve Ata zaten hiç hiç komik gelmiyor bana. Aksine bazı tiplemelerini de itici buluyorum. Cem Yılmaz'a ise az da olsa gülüyorum, gülmüyorum diyen yalan söylemiş olur.

Fakat Atalay Demirci, beni ciddi anlamda güldürüyor ve eğlendiriyor. ''Gülmekten yerlere yattım'' deyimi tam olarak fiziksel açıdan üzerimde gerçekleştiren tek stand-upçı.

Hem günümüzden esprileri daha çok kullanıyor hem de kullandığı konuşma dili oldukça samimi ve içten. Umuyorum ki bir gün canlı olarak izleme şansım olur.

Gelelim asıl konuya. Dün Yetenek Sizsiniz, Final bölümüyle ekrana geldi ve izleyici tarafından oylamalarla sonuç açıklandı. Ben her ne kadar küçük yarışmacıların finale kadar gelmesi taraftarı olmasam da ikincilikle yarışmayı bitiren Baha'yı da tebrik ediyorum. Kendisi kesinlikle yetenekli ama Emir Başar Gülsever'in performansından sonra çocuk yarışmacılar arasında eşitsizliğin olduğu düşüncesine vardım.

Yarışmayı birincilikle bitiren isim de Atalay Demirci oldu. Performansını izlerken, gülmekten gözlerimden yaş geldi. Abartmadan söylüyorum bunu.

Sonuca tek üzüldüğüm nokta şu oldu; seneye yarışmaya katılan büyük çoğunluk, komik olan/olmayan, kendini komik sanan/sanmayan herkes stand-up yapacak diye düşünüyorum. Hatta çoğu yapmaya çalışacak. Sanırım bu yarışmanın en kötü yanı da bu. Bir sonraki seneye, birincilik alan dalda katılan yarışmacı sayısı çok fazla oluyor. Lütfen bu sefer olmasın diyorum, başka da bir şey demiyorum.

Atalay Demirci'nin final performansı: 

Atalay Demirci Final Performansı


Atalay Demirci, Yetenek Sizsiniz'e ilk çıktığı günden beri takibim altında diyebilirim. Nedeni ise şu; hepimizin bilip tanıdığı komedyenler: Cem Yılmaz, Ata Demirer ve Şahan Gökbakar başta olmak üzere, nedense hiçbirine çok gülemiyorum. Şahan ve Ata zaten hiç hiç komik gelmiyor bana. Aksine bazı tiplemelerini de itici buluyorum. Cem Yılmaz'a ise az da olsa gülüyorum, gülmüyorum diyen yalan söylemiş olur.

Fakat Atalay Demirci, beni ciddi anlamda güldürüyor ve eğlendiriyor. ''Gülmekten yerlere yattım'' deyimi tam olarak fiziksel açıdan üzerimde gerçekleştiren tek stand-upçı.

Hem günümüzden esprileri daha çok kullanıyor hem de kullandığı konuşma dili oldukça samimi ve içten. Umuyorum ki bir gün canlı olarak izleme şansım olur.

Gelelim asıl konuya. Dün Yetenek Sizsiniz, Final bölümüyle ekrana geldi ve izleyici tarafından oylamalarla sonuç açıklandı. Ben her ne kadar küçük yarışmacıların finale kadar gelmesi taraftarı olmasam da ikincilikle yarışmayı bitiren Baha'yı da tebrik ediyorum. Kendisi kesinlikle yetenekli ama Emir Başar Gülsever'in performansından sonra çocuk yarışmacılar arasında eşitsizliğin olduğu düşüncesine vardım.

Yarışmayı birincilikle bitiren isim de Atalay Demirci oldu. Performansını izlerken, gülmekten gözlerimden yaş geldi. Abartmadan söylüyorum bunu.

Sonuca tek üzüldüğüm nokta şu oldu; seneye yarışmaya katılan büyük çoğunluk, komik olan/olmayan, kendini komik sanan/sanmayan herkes stand-up yapacak diye düşünüyorum. Hatta çoğu yapmaya çalışacak. Sanırım bu yarışmanın en kötü yanı da bu. Bir sonraki seneye, birincilik alan dalda katılan yarışmacı sayısı çok fazla oluyor. Lütfen bu sefer olmasın diyorum, başka da bir şey demiyorum.

Atalay Demirci'nin final performansı: 



Bir Pazar sabahından selamlar sevgili okurlarım.

Aslında Yetenek Sizsiniz yarışmasında izlediğim performansları ne kadar beğenirsem beğeneyim blogumda paylaşmayı tercih etmiyorum. Fakat dün izlemiş olduğum, yanda da resmini görmüş olduğunuz pıtırcık Emir Başar Gülsever'in performansı beni gerçekten bitirdi diyebilirim. Onun dışında küçük yarışmacılar içerisinde adaletsizliğin olduğunu düşündüğümden yazıyorum bu postu. Sizlerinde bildiği gibi Emir'den önce bateri çalan Baha, ardından da Emir gibi İngilizce şarkıları söyleyen küçük Yusuf performanslarını sergilemişti. Yarı finale de kaldılar ikisi. Fakat Emir ve ondan önce de katılan küçük bir yarışmacıyı Acun seyirci oylamasına sunmadı. Sunmama nedeni, yaşlarının küçük olması. Bunu ele alarak oylama yaptırmayacaksa, Baha ve Yusuf'ta da oylama yapılmaması gerekirdi, tabii bunun için çok geç.

Emir'e geri dönmek istiyorum. İlk performansında Bruno Mars'ın 'The Lazy Song' parçasının klibinin aynısı yapmıştı ve yaşına kıyasla şarkıyı da çok güzel söylemesi herkesi kendine hayran bıraktırmıştı.

Dünkü performansında yine İngilizce bir parça, ardından Michel Telo'nun 'Ai Se Eu Te Pego' şarkısını dansı ile birlikte yaptı, yetmedi Semazen kostümlerini giyip performansını sergiledi.

Performanslarından çok, konuşmalarıyla damgasını vurdu bence. Normalden çok çok fazla şeker bir çocuk. İzlerken gidip yanağını sıkarak parçalama isteği geldi yemin ederim.

Yazarak daha fazla sıkmak istemiyorum sizleri açıkçası. İlk performansı ve dünkü performansının videolarını koyayım, izlemeyenler veya tekrar izlemek isteyenler için:

Emir Başar Gülsever ilk performansı:


2. Tur Performansı için tık tık 

Emir Başar Gülsever / Yetenek Sizsiniz 2. Tur


Bir Pazar sabahından selamlar sevgili okurlarım.

Aslında Yetenek Sizsiniz yarışmasında izlediğim performansları ne kadar beğenirsem beğeneyim blogumda paylaşmayı tercih etmiyorum. Fakat dün izlemiş olduğum, yanda da resmini görmüş olduğunuz pıtırcık Emir Başar Gülsever'in performansı beni gerçekten bitirdi diyebilirim. Onun dışında küçük yarışmacılar içerisinde adaletsizliğin olduğunu düşündüğümden yazıyorum bu postu. Sizlerinde bildiği gibi Emir'den önce bateri çalan Baha, ardından da Emir gibi İngilizce şarkıları söyleyen küçük Yusuf performanslarını sergilemişti. Yarı finale de kaldılar ikisi. Fakat Emir ve ondan önce de katılan küçük bir yarışmacıyı Acun seyirci oylamasına sunmadı. Sunmama nedeni, yaşlarının küçük olması. Bunu ele alarak oylama yaptırmayacaksa, Baha ve Yusuf'ta da oylama yapılmaması gerekirdi, tabii bunun için çok geç.

Emir'e geri dönmek istiyorum. İlk performansında Bruno Mars'ın 'The Lazy Song' parçasının klibinin aynısı yapmıştı ve yaşına kıyasla şarkıyı da çok güzel söylemesi herkesi kendine hayran bıraktırmıştı.

Dünkü performansında yine İngilizce bir parça, ardından Michel Telo'nun 'Ai Se Eu Te Pego' şarkısını dansı ile birlikte yaptı, yetmedi Semazen kostümlerini giyip performansını sergiledi.

Performanslarından çok, konuşmalarıyla damgasını vurdu bence. Normalden çok çok fazla şeker bir çocuk. İzlerken gidip yanağını sıkarak parçalama isteği geldi yemin ederim.

Yazarak daha fazla sıkmak istemiyorum sizleri açıkçası. İlk performansı ve dünkü performansının videolarını koyayım, izlemeyenler veya tekrar izlemek isteyenler için:

Emir Başar Gülsever ilk performansı:


2. Tur Performansı için tık tık 


O Ses Türkiye'den tanıdığımız İrem Derici, müzik hayatına tam anlamıyla girişini yaptı sayılır.

İrem Derici, Hülya Avşar'ın takımında yer almıştı ve yarı finalde elenmişti. Müziğe 4 yaşında org çalarak başlamış. Konservatuar mezunu olan İrem, O Ses Türkiye'den sonra albüm çıkaran ilk yarışmacı oldu.

Bence ses de harika şarkı da. Dinleyeceğim ve takipte kalacağım bir ses. Şarkının sözleri Özlem Küçükyılmaz'a, müziği de Melih Kibar'a ait.

Albüm iki şarkıdan oluşmakta. Birincisi 'Bensiz Yapamazsın' ve ikincisi ise şarkının akustik versiyonu.


İrem Derici - Bensiz Yapamazsın


O Ses Türkiye'den tanıdığımız İrem Derici, müzik hayatına tam anlamıyla girişini yaptı sayılır.

İrem Derici, Hülya Avşar'ın takımında yer almıştı ve yarı finalde elenmişti. Müziğe 4 yaşında org çalarak başlamış. Konservatuar mezunu olan İrem, O Ses Türkiye'den sonra albüm çıkaran ilk yarışmacı oldu.

Bence ses de harika şarkı da. Dinleyeceğim ve takipte kalacağım bir ses. Şarkının sözleri Özlem Küçükyılmaz'a, müziği de Melih Kibar'a ait.

Albüm iki şarkıdan oluşmakta. Birincisi 'Bensiz Yapamazsın' ve ikincisi ise şarkının akustik versiyonu.




Dün akşam saatlerinde Star Tv ekranlarında yeni bölümüyle ekrana gelen O Ses Türkiye adlı müzik yarışmasında, bir yarışmacı izleyenleri, jürileri şok etti.

Verdiği cevaplarla ve kullandığı üslub ile Acun'la atışan yarışmacı, en sonunda Hadise'nin de gizliden gizliye verdiği onaylama ile yarışmadan diskalifiye edildi.

Yarışmaya teyzesi, dayısı ve kuzeni ile gelen yarışmacı, bu olaydan sonra daha çok sinirlenip kulise geçince ''Var mı böyle bir şey yaa.'' diyerek isyan etti. Teyzesi ve kuzeni bu olaya sessiz kaldı fakat eniştesi de Acun gibi ''Kullandığın üslup gerçekten yanlıştı.'' dedi.

İşte o görüntüler: http://www.acunn.com/video/o-ses-turkiye/o-ses-turkiyede-gergin-anlar/999

Aynı yarışmacı bu saygısızlıkları ilk defa O Ses Türkiye'de değil daha öncelerde de Popstar Alaturka yarışmasında da Bülent Ersoy Ve Armağan Çağlayan'a da yapmış.


Yarışmacı Herkesi Şok Etti!


Dün akşam saatlerinde Star Tv ekranlarında yeni bölümüyle ekrana gelen O Ses Türkiye adlı müzik yarışmasında, bir yarışmacı izleyenleri, jürileri şok etti.

Verdiği cevaplarla ve kullandığı üslub ile Acun'la atışan yarışmacı, en sonunda Hadise'nin de gizliden gizliye verdiği onaylama ile yarışmadan diskalifiye edildi.

Yarışmaya teyzesi, dayısı ve kuzeni ile gelen yarışmacı, bu olaydan sonra daha çok sinirlenip kulise geçince ''Var mı böyle bir şey yaa.'' diyerek isyan etti. Teyzesi ve kuzeni bu olaya sessiz kaldı fakat eniştesi de Acun gibi ''Kullandığın üslup gerçekten yanlıştı.'' dedi.

İşte o görüntüler: http://www.acunn.com/video/o-ses-turkiye/o-ses-turkiyede-gergin-anlar/999

Aynı yarışmacı bu saygısızlıkları ilk defa O Ses Türkiye'de değil daha öncelerde de Popstar Alaturka yarışmasında da Bülent Ersoy Ve Armağan Çağlayan'a da yapmış.



Fotoğrafım
Edirne, Ayşekadın, Türkiye
19 Ocak 1996, İskenderun doğumlu. Trakya Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım bölümü mezunu. 13 yaşından beri blogger. 2012 Hürriyet Bumerang Ödülleri'nde En Uyumlu site üçüncülüğüne hak kazandı. İlk kitabı İkinci Kadının Hikâyesi ise Temmuz 2016 yılında basıldı. Tüm kitabevleri ve online kitapçılarda satışta.