Durağımız Dostluk
Dünden sonra bu şeyi çok düşündüm. Acaba herkes bir dost
edinebilmiş midir? Gerçek bir dost. Onunla anlık eğlenceler yaşamış mıdır? Hiç
plansız programsız birden bir arabaya atlayıp eğlenceli bir gezi yaşamış mıdır?
Hem de cebinde yeterli bir miktar para olmadan. Hadi gelin bunları size
anlatayım.
Sabah mesajlaşırken ''Acaba bugün ne yapsak?'' diye düşünüyorduk.
Kaç günümüz sıkıcı geçiyordu ve bir gün öncesinde de ufak bir tartışma
yaşamıştık. Konuşa konuşa ne yapacağımıza karar vermiştik ve ben hazırlanıp
Belen'e doğru yol almaya başladım. Yazlıkları oradaydı ve ben de orada biraz
vakit geçirme amaçlı, hem de ''gerçek dost'' dediğim dostumu görmek için gitme
kararı aldım. Kısa süreli de olsa yolculukları severim. Bir yerden başka bir
yere gitmek ve orayı tanımak, etmek. Bunları tek başıma yapmayı sevmem tabii ki
de. Kim tek başına zevk alır ki seyahat etmekten? Yanımda ya sevgilim olmalıydı
ya da dostum. Ben ise dün dostumu seçtim, ufak bir seyahat için. Sevgilimle
kavgalıydım.
Tek başıma Belen'e gittim ve bir lokantanın önünde beni
bekliyordu. İndim ve 5 adım attıktan sonra neler yapalım diye etrafımıza
bakarken birden ''Otostop çekelim mi?'' dedi. ''Saçmalama ne işimiz var şimdi
otostopla.'' falan diye karşılık verdim fakat ben daha bunu der demez, adı
otostop olmayan bir şey yapıp bir Antakya arabasını durdurdu ve ne olduğunu
anlamadan Antakya otobüsüne binip Antakya'ya doğru amaçsızca yol almaya
başladık. Bu çılgınlığın etkisiyle bir süre kahkaha atıp durduk arabada.
Ardından, daha önce karar verdiğimiz gibi, dostluğumuzu ve yaşadığımız güzel anıları
kaydetmek için video çektik. Çok da eğlenceli ve güzel oldu.
Bir süre sonra yol ücretini bilmediğimizden dolayı önümüzde oturan
adama yol ücretini sorduk. Adamın söylediği miktar ile hemen ikimizin ortak
parasını hesaplamaya ve gidiş ücretini de katarak bir plan yapmaya başladık.
Fakat elimizdeki para orada bir şey yapmak için oldukça yetersizdi ve geri
dönüş parası da tam değildi. Biz bunları düşünürken önümüzde oturan adam bize
ne kadarımız olduğunu sordu ve ardından yol paramızı kendisinin verebileceğini
söyledi. Biz de mecbur olduğumuzdan dolayı adama karşı gelemedik.
Çok öncelerde konuşurken birbirimize hep ''Biz cebimizde para
olmadan bile eğlenmek için bir şeyler buluruz ve o gün mükemmel geçer.'' derdik
ve şu an, o kurduğumuz cümleyi yaşıyorduk. Cebimizde yeterli miktarda para
olmadan Antakya'ya bir gün geçirmeye gidiyorduk.
Antakya'ya daha önce bir kaç kez gelmiştim fakat hiç gezmemiştim. Bildiğim belirli yerler vardı. Arabadan inince bir süre aylak aylak dolaştık, gülüştük ve bir kaç video daha çektik. Yoldan insanlarla konuştuk, yemek yiyebileceğim yerleri sorduk. Sora sora Bağdat bulunur derler ve biz de sanırım Bağdat'ı bulduk. çok güzel döner yapan bir yere geçtik ve nefis bir dönerin ardından karşı sokağa geçip dondurmalarımızı aldık. Oradaki çocukla da biraz muhabbet ettik ve kendimizi sevdirdik.
Dondurmalarımızı, yan taraftaki bahçe olan yerde oturup yedik. Dondurmalarımız da bitince yavaş yavaş durağa doğru yürümeye başladık. Durağa giderken bir markete geçip su, çikolata ve sakız alıp çıktık. Durağa vardığımızda bir süre bekledik ve araba geldiğinde hemen kendimizi arabaya attık.
Arabaya oturur oturmaz düşündüğümüz tek şey ''2 dostun yapabileceği mükemmel şeylerden birini daha yaptık ve daha önce de dediğimiz gibi hiç paramız olmadan müthiş şeyler yapabiliriz.'' oldu. Bunu dile getirmesek de düşüncelerimizin aynı olduğundan emindim.
Dostluğumuzu yaşatmak için geçirdiğimiz bir gün daha olmuştu. İlerde hatırlayıp konuştuğumuzda yüzümü güldürecek bir anı.
Fotoğraf: Kübra Kardeş, Hasan Okçu