background img

The New Stuff

can dündar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
can dündar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İdolüm, yazdıklarını okurken kendimi apayrı bir dünyada apayrı bir zaman diliminde yaşıyormuşum gibi hissettiren adam; Can Dündar.

Uzun zamandır blogumu takip eden arkadaşlarım Can Dündar ve Kristin Hannah'a karşı olan ilgimi çok iyi biliyorlardır. Her iki yazar da yazım dili olarak da kariyer hayatı olarak da örnek aldığım insanlar. Umarım onlar kadar başarılı bir yazar olabilirim.

Nereye?, 2001 yılına ait bir kitap. Denemelerden, kısa yazılardan oluşuyor. Bu da, bu şekilde yazılan tüm kitaplarda olduğu gibi, kitabın daha hızlı okunmasına ve bitmesini sağlıyor. Kitap 4 farklı bölümden oluşuyor. Bunlar; ''Dünya Nereye?'', ''Yeni Çağ Nereye?'', ''Hayat Nereye?'', ''Aşk Nereye?''

Bölüm başlıklarından da anlaşılacağı üzere, ilk bölüm Dünya Siyaseti ve o dönem içerisinde yaşanılanları ele alıyor. İkinci bölümde geçen zamanın nesili nereye götüreceği üzerine notlar bulunuyor. Üçüncü bölümde daha çok kendinden bahseden Can Dündar son bölümde de kadın erkek ilişkisi ve aşk üzerine yorumlamalarda bulunuyor.

Eski bir kitap olmasına rağmen, okumanızı öneririm. Zaten biraz popüler kültürden sıyrılıp yakın geçmişimiz ve daha önceki zamanlara ait kitaplarımızı da hatırlayıp, onlara vakit ayırmalıyız.

Dediğim gibi okunması kolay, çabuk biten bir kitap. Eksiniz değil artınız olacaktır.

Keyifli okumalar!

Nereye? - Can Dündar

İdolüm, yazdıklarını okurken kendimi apayrı bir dünyada apayrı bir zaman diliminde yaşıyormuşum gibi hissettiren adam; Can Dündar.

Uzun zamandır blogumu takip eden arkadaşlarım Can Dündar ve Kristin Hannah'a karşı olan ilgimi çok iyi biliyorlardır. Her iki yazar da yazım dili olarak da kariyer hayatı olarak da örnek aldığım insanlar. Umarım onlar kadar başarılı bir yazar olabilirim.

Nereye?, 2001 yılına ait bir kitap. Denemelerden, kısa yazılardan oluşuyor. Bu da, bu şekilde yazılan tüm kitaplarda olduğu gibi, kitabın daha hızlı okunmasına ve bitmesini sağlıyor. Kitap 4 farklı bölümden oluşuyor. Bunlar; ''Dünya Nereye?'', ''Yeni Çağ Nereye?'', ''Hayat Nereye?'', ''Aşk Nereye?''

Bölüm başlıklarından da anlaşılacağı üzere, ilk bölüm Dünya Siyaseti ve o dönem içerisinde yaşanılanları ele alıyor. İkinci bölümde geçen zamanın nesili nereye götüreceği üzerine notlar bulunuyor. Üçüncü bölümde daha çok kendinden bahseden Can Dündar son bölümde de kadın erkek ilişkisi ve aşk üzerine yorumlamalarda bulunuyor.

Eski bir kitap olmasına rağmen, okumanızı öneririm. Zaten biraz popüler kültürden sıyrılıp yakın geçmişimiz ve daha önceki zamanlara ait kitaplarımızı da hatırlayıp, onlara vakit ayırmalıyız.

Dediğim gibi okunması kolay, çabuk biten bir kitap. Eksiniz değil artınız olacaktır.

Keyifli okumalar!


Can Dündar'ı okumaya 'Gölgedekiler' adlı kitabıyla başladım. Tarihi kitapları okumaktan hiç haz almazken, bu kitap ile birlikte tarihi kitaplara karşı bir beğeni kazandım.

Sonrasında canım dostum, kardeşim Sanem'in bana hediyesi olan bu kitabı -Aşka Veda'yı- bir solukta okudum.

Günümüzdeki aşkı, daha doğrusu günümüzde artık 'olmayan' aşkı kaleme alan Can Dündar'ın bu kitapla birlikte yazım diline bildiğiniz 'aşık' oldum. Kitabı okurken öyle büyük bir zevk aldım ki, anlatamam. Kurduğu her cümleyi başka bir hayranlıkla okudum.

Kitabı deneme türünde, bölüm bölüm yazmış olması da beni etkilemesinin bir diğer nedeni. Ben de çoğunlukla deneme türü edebi yazılar yazdığım için kitabı daha bir inceler gözle, daha bir dikkatli okudum. Kitabın son sayfasını okuyup, kapağı kapattıktan sonra söylediğim ilk şey: ''Can Dündar, bundan sonraki tek idolüm.'' oldu. Umuyorum ki ben de bir-iki sene içinde çıkaracağım kitap vesilesiyle Can Dündar ile tanışma olanağına sahip olurum.

Kitaptan birazcık daha bahsedecek olursak, Dündar bize ''Sekssiz aşkın'' günümüzde ''aşksız sekse'' dönüşümünü anlatıyor. Eskilerin aşkının ne kadar ulaşılmaz, günümüzdeki aşkın ne kadar göz önünde olduğunu ve ulaşılmazlık değerinin yok olmuşluğunu anlatıyor. Kısacası günümüzdeki aşkı her yönüyle ele alıp, eskilerle karşılaştırıp, şimdiye kadar görmediğimiz, belki de görmek istemediğimiz yönlerini fark ettiriyor bize.

Diyeceğim o ki, biricik idolümün bu kitabını kesinlikle ve kesinlikle, şiddetle tavsiye ediyorum. Şimdi, üzerinizi değiştiriyorsunuz, hemen bir koşu en yakın kitabevine gidip bu kitabı satın alıyorsunuz.

İyi okumalar... Sizi seviyorum!

Aşka Veda - Can Dündar


Can Dündar'ı okumaya 'Gölgedekiler' adlı kitabıyla başladım. Tarihi kitapları okumaktan hiç haz almazken, bu kitap ile birlikte tarihi kitaplara karşı bir beğeni kazandım.

Sonrasında canım dostum, kardeşim Sanem'in bana hediyesi olan bu kitabı -Aşka Veda'yı- bir solukta okudum.

Günümüzdeki aşkı, daha doğrusu günümüzde artık 'olmayan' aşkı kaleme alan Can Dündar'ın bu kitapla birlikte yazım diline bildiğiniz 'aşık' oldum. Kitabı okurken öyle büyük bir zevk aldım ki, anlatamam. Kurduğu her cümleyi başka bir hayranlıkla okudum.

Kitabı deneme türünde, bölüm bölüm yazmış olması da beni etkilemesinin bir diğer nedeni. Ben de çoğunlukla deneme türü edebi yazılar yazdığım için kitabı daha bir inceler gözle, daha bir dikkatli okudum. Kitabın son sayfasını okuyup, kapağı kapattıktan sonra söylediğim ilk şey: ''Can Dündar, bundan sonraki tek idolüm.'' oldu. Umuyorum ki ben de bir-iki sene içinde çıkaracağım kitap vesilesiyle Can Dündar ile tanışma olanağına sahip olurum.

Kitaptan birazcık daha bahsedecek olursak, Dündar bize ''Sekssiz aşkın'' günümüzde ''aşksız sekse'' dönüşümünü anlatıyor. Eskilerin aşkının ne kadar ulaşılmaz, günümüzdeki aşkın ne kadar göz önünde olduğunu ve ulaşılmazlık değerinin yok olmuşluğunu anlatıyor. Kısacası günümüzdeki aşkı her yönüyle ele alıp, eskilerle karşılaştırıp, şimdiye kadar görmediğimiz, belki de görmek istemediğimiz yönlerini fark ettiriyor bize.

Diyeceğim o ki, biricik idolümün bu kitabını kesinlikle ve kesinlikle, şiddetle tavsiye ediyorum. Şimdi, üzerinizi değiştiriyorsunuz, hemen bir koşu en yakın kitabevine gidip bu kitabı satın alıyorsunuz.

İyi okumalar... Sizi seviyorum!


Kitap gördüm mü, çekiliş gördüm mü kendimi tutamıyorum. Hemen katılasım geliyor, hepsini de kazanıp okuyasım geliyor. Tabii biliyorsunuz ki bunlar hep şans işi.

İlknur adlı arkadaşımız, blogunda harika bir çekiliş düzenliyor. Son katılım tarihi 22 Eylül. Siz de katılın, bu güzel kitaplara sahip olma şansı elde edin.

Ben katıldım, bakalım ne olacak?

Çekilişe katılmak için tık!

Bir Kitap Çekilişi Daha...


Kitap gördüm mü, çekiliş gördüm mü kendimi tutamıyorum. Hemen katılasım geliyor, hepsini de kazanıp okuyasım geliyor. Tabii biliyorsunuz ki bunlar hep şans işi.

İlknur adlı arkadaşımız, blogunda harika bir çekiliş düzenliyor. Son katılım tarihi 22 Eylül. Siz de katılın, bu güzel kitaplara sahip olma şansı elde edin.

Ben katıldım, bakalım ne olacak?

Çekilişe katılmak için tık!


Normalde tarihi olayları anlatan veya tarih üzerine yazılmış kurgu romanları okumaktan pek haz almıyorum. Tarih beni oldu bitti sıkmış ve bunaltmıştır. Bir türlü beni sarmayan bir tür. O yüzden şimdiye kadar hiç kurgusal tarih veya yaşanmış tarih üzerine yazılmış kitapları hiç okumadım.

Fakat, Mustafa Kemal'in ''Gölgesinde'' kalanlar ve o ''Gölgede'' yaşanan, pek de bilinmeyen olayları kaleme alan Can Dündar'ın Gölgedekiler isimli kitabını, arkadaşımın kütüphanesinde gördüm ve biraz inceledikten sonra iki kaş göz yaptım ve kitabı bana hediye etti. Madem aldım, okuyayım dedim ve zaten içimde bir merak da vardı.

Kitabın ilk bölümünde, Mustafa Kemal'in üvey amcasının kızı olan Fikriye'den bahsediliyor. Fikriye, Mustafa Kemal'e ölürcesine aşık. Laf olsun diye değil, gerçekten ölürcesine aşık. Çünkü Mustafa Kemal'in yaptıkları sonrasında yaşadığı bu şeylere dayanamayıp kendini, Mustafa Kemal'e hediye etmek üzere aldığı silahla yüreğinden vuruyor.

Gerek Fikriye Hanım'ın anlattıkları, gerekse dışarıdan gözlem yapan kişilerin anlatımları da bu kısımda yer alıyor ve Mustafa Kemal ile Fikriye'nin ilişkisi üzerine birinci ağızdan yorumlar yapılıyor.

Aynı zamanda Gelibolu, Çanakkale Savaşlarında olan olaylar da ele alınmış. Bu da gerek Türk askerlerinin olsun gerekse düşman askerlerinin bu sırada yaşadıkları ve iki devlet arasındaki etkileşimlerden bahsedilmiş.

Yazılanların doğruluğundan emin olamadım aslında okurken. Kafamın içerisinde birden fazla sorular belirdi her okuduğumda. Kitabın son sayfalarında Can Dündar, topladığı bilgilerin kaynakçalarını en geniş haliyle belirttiği için bana olayların gerçeğe yakın olduğunu düşündürüyor.

Fakat okudukça da bir sonraki olayı merak ettiren bir kitap olmuş. O yüzden çabucak bitti. Okumanızı tavsiye edebileceğim bir kitap. Tarihi kitaplardan haz almayan ben bile 2 gün içerisinde kolayca okuyup bitirdim.

İyi okumalar...

Gölgedekiler - Can Dündar


Normalde tarihi olayları anlatan veya tarih üzerine yazılmış kurgu romanları okumaktan pek haz almıyorum. Tarih beni oldu bitti sıkmış ve bunaltmıştır. Bir türlü beni sarmayan bir tür. O yüzden şimdiye kadar hiç kurgusal tarih veya yaşanmış tarih üzerine yazılmış kitapları hiç okumadım.

Fakat, Mustafa Kemal'in ''Gölgesinde'' kalanlar ve o ''Gölgede'' yaşanan, pek de bilinmeyen olayları kaleme alan Can Dündar'ın Gölgedekiler isimli kitabını, arkadaşımın kütüphanesinde gördüm ve biraz inceledikten sonra iki kaş göz yaptım ve kitabı bana hediye etti. Madem aldım, okuyayım dedim ve zaten içimde bir merak da vardı.

Kitabın ilk bölümünde, Mustafa Kemal'in üvey amcasının kızı olan Fikriye'den bahsediliyor. Fikriye, Mustafa Kemal'e ölürcesine aşık. Laf olsun diye değil, gerçekten ölürcesine aşık. Çünkü Mustafa Kemal'in yaptıkları sonrasında yaşadığı bu şeylere dayanamayıp kendini, Mustafa Kemal'e hediye etmek üzere aldığı silahla yüreğinden vuruyor.

Gerek Fikriye Hanım'ın anlattıkları, gerekse dışarıdan gözlem yapan kişilerin anlatımları da bu kısımda yer alıyor ve Mustafa Kemal ile Fikriye'nin ilişkisi üzerine birinci ağızdan yorumlar yapılıyor.

Aynı zamanda Gelibolu, Çanakkale Savaşlarında olan olaylar da ele alınmış. Bu da gerek Türk askerlerinin olsun gerekse düşman askerlerinin bu sırada yaşadıkları ve iki devlet arasındaki etkileşimlerden bahsedilmiş.

Yazılanların doğruluğundan emin olamadım aslında okurken. Kafamın içerisinde birden fazla sorular belirdi her okuduğumda. Kitabın son sayfalarında Can Dündar, topladığı bilgilerin kaynakçalarını en geniş haliyle belirttiği için bana olayların gerçeğe yakın olduğunu düşündürüyor.

Fakat okudukça da bir sonraki olayı merak ettiren bir kitap olmuş. O yüzden çabucak bitti. Okumanızı tavsiye edebileceğim bir kitap. Tarihi kitaplardan haz almayan ben bile 2 gün içerisinde kolayca okuyup bitirdim.

İyi okumalar...

Fotoğrafım
Edirne, Ayşekadın, Türkiye
19 Ocak 1996, İskenderun doğumlu. Trakya Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım bölümü mezunu. 13 yaşından beri blogger. 2012 Hürriyet Bumerang Ödülleri'nde En Uyumlu site üçüncülüğüne hak kazandı. İlk kitabı İkinci Kadının Hikâyesi ise Temmuz 2016 yılında basıldı. Tüm kitabevleri ve online kitapçılarda satışta.