background img

The New Stuff

polisiye etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
polisiye etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Merhaba arkadaşlar. Yepyeni bir kitap yorumuyla birlikte sizlerleyim. Kitabı henüz bitirdim ve olayın hala dışına çıkamamış bir vaziyette çabucak kaleme almak istedim yorumumu.

Konusu şimdiye kadar okuduğum gerilim-polisiye kitaplarından tamamen farklı. Oldukça özgün ve ilgi çekici bir şekilde kaleme alınmış bir roman. Fazlasıyla akıcı, sürükleyici ve okundukça kendini daha çok okutan türden bir kitap.

Konusu hakkında çok fazla bir şey söylemek istemiyorum. Sadece şunu söyleyebilirim ki eminim bu bile kitabı merak etme ve okuma hevesi doğuracaktır içinizde. Her gerilim romanında olduğu gibi bir katil var. Fakat bu katilin diğerlerinden tamamen ayrılan bir özelliği var: Ressam.

Katilimiz, kurbanlarını öldürmeden önce onları nasıl öldüreceğine dair çizimler yapıyor ve çizimini cesedin yanına bırakarak ortadan kayboluyor. Kitabımızın ana karakteri olan Nathan Rodriguez de bir adli ressam. Müthiş bir yeteneği var ve katili bulmasını sağlayacak iki şeyden biri yeteneği. Diğeri ise inanılmaz derecede güçlü olan bir hissiyat duygusu.

Kitaptaki bazı çizimleri paylaşmak istiyorum sizlerle son olarak. Fakat ondan öncesinde kesinlikle kitabı okumanızı tavsiye ediyorum. Son zamanlarda okumuş olduğum en iyi ve başarılı kitaplardan birisi.



Korkunun Anatomisi - Jonathan Santlofer

Merhaba arkadaşlar. Yepyeni bir kitap yorumuyla birlikte sizlerleyim. Kitabı henüz bitirdim ve olayın hala dışına çıkamamış bir vaziyette çabucak kaleme almak istedim yorumumu.

Konusu şimdiye kadar okuduğum gerilim-polisiye kitaplarından tamamen farklı. Oldukça özgün ve ilgi çekici bir şekilde kaleme alınmış bir roman. Fazlasıyla akıcı, sürükleyici ve okundukça kendini daha çok okutan türden bir kitap.

Konusu hakkında çok fazla bir şey söylemek istemiyorum. Sadece şunu söyleyebilirim ki eminim bu bile kitabı merak etme ve okuma hevesi doğuracaktır içinizde. Her gerilim romanında olduğu gibi bir katil var. Fakat bu katilin diğerlerinden tamamen ayrılan bir özelliği var: Ressam.

Katilimiz, kurbanlarını öldürmeden önce onları nasıl öldüreceğine dair çizimler yapıyor ve çizimini cesedin yanına bırakarak ortadan kayboluyor. Kitabımızın ana karakteri olan Nathan Rodriguez de bir adli ressam. Müthiş bir yeteneği var ve katili bulmasını sağlayacak iki şeyden biri yeteneği. Diğeri ise inanılmaz derecede güçlü olan bir hissiyat duygusu.

Kitaptaki bazı çizimleri paylaşmak istiyorum sizlerle son olarak. Fakat ondan öncesinde kesinlikle kitabı okumanızı tavsiye ediyorum. Son zamanlarda okumuş olduğum en iyi ve başarılı kitaplardan birisi.





Bir kitap daha bitti...

Gerilim romanlarında Tess Gerritsen hep önceliğim olmuştur. Kitaplarını çok seviyorum ve beni gerçekten etkisi altına alabiliyor. Fakat bu sefer kitapçımdan, okurken feci şekilde korkacağım, beni daha da fazla etkileyecek bir kitap vermelerini istedim. Önce Grangé'nin Siyah Kan kitabını verdi fakat geri alması bir oldu. ''Hayır, önce Kızıl Nehirleri oku bence.'' dedi. Aldım ve okudum.

Kitap, polisiyenin ve gerilimin en iyi şekilde harmanlanmış olduğu bir hikayeyi barındırıyor içerisinde. Kitap oldukça akıcı, sürükleyici ve sizleri merakta bırakıyor. Her bölüm sonunda, ağzınız açık kalıyor, bir an önce devamını getirmek, hızlı hızlı okumak istiyorsunuz. Kitabın arkasında şöyle bir tanım kullanılmış: ''Kendinize güvenmiyorsanız veya ocağınızda yemeğiniz varsa bu kitaba başlamayın.'' Kesinlikle daha iyi ifade edilemezdi.

Kitap dün gece bitti. Ki zaten ben gerilim romanı okuyorsam onu genelde hava karardığı zaman, gece lambasında okumayı çok severim. Karanlığın içinde gerilim kitaplarının tadı çok başka oluyor bana göre. Daha çok kendinizi kitaba veriyor, kitapta olan olaylardan daha çok etkileniyorsunuz. İster istemez içinizi bir korku kaplayıveriyor yani. Bu da benden bir tavsiye olsun sizlere.

Sabah araştırırken kitabı, filminin de olduğunu gördüm ve şaşırdım açıkçası. Çünkü adını daha önce hiç duymamıştım. Gerçi film izlemeyi çok seven biri de değilimdir, kaynağı bu olabilir.

Film 2000 yılında çekilmiş. Oyuncular: Jean Reno, Vincent Cassel, Philippe Nahon, Dominique Sanda ve Nadia Fares. Filmin yönetmeni ise: Mathieu Kassovitz.

Filmi görür görmez izleyip daha sonra bloga kitap yorumumla birlikte yazmak istedim. Film, açıkçası beni çok içine almadı. Değiştirilen çok yerler var. Özellikle kitapta beni etkileyen kısımlar da oralardı. Kitapta olup da filmde olmayan karakterler var. Kitaptaki Karim filmde Max adını almış. Kitabı okurken acayip derecede etkilenmiş ve çoğu zaman kitabı indirip duvara bakarak uzun uzun düşündüğüm yerler oldu fakat film sanki kısa kesilmeye çalışılmış gibi geldi bana. Bu sebeple bir kere daha izlemek yerine okumaktan yana bir sürü artı topladım.

Zaten okuduğum, okuyacağım kitapların filmleri varsa öncelikle okumayı tercih ediyorum. Çünkü orjinal hali yazılmış ve bizim okuduğumuz oluyor. Filme uyarlanınca ister istemez değişikler mutlaka ki oluyor. Ama bu değişiklikler bence iyi olmuyor.

Eğer bir gün benim de yazacağım kitaplar filme uyarlanmak istenilirse kesinlikle bir eksik veya bir fazla olmasına istemem. Tamamen uyarlansın, olduğu gibi perdeye yansısın isterim. Bakalım bakalım, inşallah o günleri de göreceğiz hep beraber.

Kitabı okumayanınız varsa, gerilim, polisiye romanı okumaya bayılanınız varsa KE-SİN-LİK-LE alıp okuyun bu kitabı. Çünkü eminim bu kitap sizden bir parça olacak. Ama denildiği gibi, okumadan önce kendinize güvenmeniz ve ocağınızda yemeğiniz varsa altını kapatmanız gerekiyor.

İyi okumalar...

Kitabı okuyup da filmi izlemeyeniniz varsa buradan izleyebilir.

Kızıl Nehirler - Jean Christophe Grangé


Bir kitap daha bitti...

Gerilim romanlarında Tess Gerritsen hep önceliğim olmuştur. Kitaplarını çok seviyorum ve beni gerçekten etkisi altına alabiliyor. Fakat bu sefer kitapçımdan, okurken feci şekilde korkacağım, beni daha da fazla etkileyecek bir kitap vermelerini istedim. Önce Grangé'nin Siyah Kan kitabını verdi fakat geri alması bir oldu. ''Hayır, önce Kızıl Nehirleri oku bence.'' dedi. Aldım ve okudum.

Kitap, polisiyenin ve gerilimin en iyi şekilde harmanlanmış olduğu bir hikayeyi barındırıyor içerisinde. Kitap oldukça akıcı, sürükleyici ve sizleri merakta bırakıyor. Her bölüm sonunda, ağzınız açık kalıyor, bir an önce devamını getirmek, hızlı hızlı okumak istiyorsunuz. Kitabın arkasında şöyle bir tanım kullanılmış: ''Kendinize güvenmiyorsanız veya ocağınızda yemeğiniz varsa bu kitaba başlamayın.'' Kesinlikle daha iyi ifade edilemezdi.

Kitap dün gece bitti. Ki zaten ben gerilim romanı okuyorsam onu genelde hava karardığı zaman, gece lambasında okumayı çok severim. Karanlığın içinde gerilim kitaplarının tadı çok başka oluyor bana göre. Daha çok kendinizi kitaba veriyor, kitapta olan olaylardan daha çok etkileniyorsunuz. İster istemez içinizi bir korku kaplayıveriyor yani. Bu da benden bir tavsiye olsun sizlere.

Sabah araştırırken kitabı, filminin de olduğunu gördüm ve şaşırdım açıkçası. Çünkü adını daha önce hiç duymamıştım. Gerçi film izlemeyi çok seven biri de değilimdir, kaynağı bu olabilir.

Film 2000 yılında çekilmiş. Oyuncular: Jean Reno, Vincent Cassel, Philippe Nahon, Dominique Sanda ve Nadia Fares. Filmin yönetmeni ise: Mathieu Kassovitz.

Filmi görür görmez izleyip daha sonra bloga kitap yorumumla birlikte yazmak istedim. Film, açıkçası beni çok içine almadı. Değiştirilen çok yerler var. Özellikle kitapta beni etkileyen kısımlar da oralardı. Kitapta olup da filmde olmayan karakterler var. Kitaptaki Karim filmde Max adını almış. Kitabı okurken acayip derecede etkilenmiş ve çoğu zaman kitabı indirip duvara bakarak uzun uzun düşündüğüm yerler oldu fakat film sanki kısa kesilmeye çalışılmış gibi geldi bana. Bu sebeple bir kere daha izlemek yerine okumaktan yana bir sürü artı topladım.

Zaten okuduğum, okuyacağım kitapların filmleri varsa öncelikle okumayı tercih ediyorum. Çünkü orjinal hali yazılmış ve bizim okuduğumuz oluyor. Filme uyarlanınca ister istemez değişikler mutlaka ki oluyor. Ama bu değişiklikler bence iyi olmuyor.

Eğer bir gün benim de yazacağım kitaplar filme uyarlanmak istenilirse kesinlikle bir eksik veya bir fazla olmasına istemem. Tamamen uyarlansın, olduğu gibi perdeye yansısın isterim. Bakalım bakalım, inşallah o günleri de göreceğiz hep beraber.

Kitabı okumayanınız varsa, gerilim, polisiye romanı okumaya bayılanınız varsa KE-SİN-LİK-LE alıp okuyun bu kitabı. Çünkü eminim bu kitap sizden bir parça olacak. Ama denildiği gibi, okumadan önce kendinize güvenmeniz ve ocağınızda yemeğiniz varsa altını kapatmanız gerekiyor.

İyi okumalar...

Kitabı okuyup da filmi izlemeyeniniz varsa buradan izleyebilir.


Daha önceki kitap yorumlarımda da belirtmiş olduğum gibi gerilim ve korku içerikli kitaplara bayılıyorum. Bu alanda kimse Tess Gerritsen'ın eline su dökemez, hala da benim için bu böyledir. Fakat Tess Gerritsen'ın kitaplarından daha da korku ve gerilim dolu bir kitap varsa o da kesinlikle Paul Cleave'nin Temizlikçi adlı kitabıdır. Paul Cleave, şu anda benim için Tess Gerritsen'ı bile geçti diyebilirim.

Yazar, kitabın ilk bölümünde bile okuyucuya öyle şeyler hissettiriyor ki, ilerleyen bölümlerde bu his asla azalmıyor ve aksine daha da artıyor. Her bölümü ayrı bir gerilim yüklü olan Temizliçi'yi kesinlikle bir kitapçıya koşarak gidip almalısınız. Gerilim ve korku severler için harika ve bir numaralı bir kitap. Abartmadan söylüyorum, çığlık atarak okuduğum bölümler bile oldu.

Paul Cleave'nin, Öldürme Saati ve Mezarcı adlı kitaplarını da en kısa zamanda alacağımdan emin olabilirsiniz. Cleave, okuyucusunu korkutmayı çok iyi beceriyor.

ARKA KAPAK: 

KANINIZI DONDURACAK BİR SERİ KATİL ROMANI

İşte Joe. O bir seri katil ve aynı zamanda 
bir polis merkezinde temizlikçi olarak çalışıyor. 
Şimdi de kedisini taklit eden bir katilin peşinde!

''Sürükleyici ve tamamen gerçekçi bir polisiye. Cleave takip edilmesi gereken bir yazar.'' ( Tess Gerritsen )

''Yeni Stephen King. '' ( NDR, Almanya )

''Cleave, sizi soluksuz okumaya ve sona geldiğinizde kendinizi dışarı atıp derhal başka bir kitabını bulmaya zorluyor.'' ( New Zealand Lawyer Magazine )

''İş polisiyeye gelince, Cleave okuyucuya nasıl kanca takacağını biliyor.'' ( Sunday Herald )

''Cleave, korkunun buzdan parmaklarıyla hayal gücünü koparıp almakta bariz bir beceriklilik sergiliyor.'' ( Christchurch Press )

''Bir seri katilin perspektifinden yazılmış eğlenceli bir roman kulağa imkansız ya da son derece hastalıklı gelebilir; ya da her ikisi de. Ama bu ilk romanında Paul Cleave başarılı bir şekilde bunun altından kalkıyor.'' ( mX magazine, Melbourne ) 

Şaşırtıcı ve merak uyandıran bu zekice yazılmış roman bir seri katilin
zihninin derinliklerine inen ürkütücü bir yolculuk gibi.

Temizlikçi - Paul Cleave


Daha önceki kitap yorumlarımda da belirtmiş olduğum gibi gerilim ve korku içerikli kitaplara bayılıyorum. Bu alanda kimse Tess Gerritsen'ın eline su dökemez, hala da benim için bu böyledir. Fakat Tess Gerritsen'ın kitaplarından daha da korku ve gerilim dolu bir kitap varsa o da kesinlikle Paul Cleave'nin Temizlikçi adlı kitabıdır. Paul Cleave, şu anda benim için Tess Gerritsen'ı bile geçti diyebilirim.

Yazar, kitabın ilk bölümünde bile okuyucuya öyle şeyler hissettiriyor ki, ilerleyen bölümlerde bu his asla azalmıyor ve aksine daha da artıyor. Her bölümü ayrı bir gerilim yüklü olan Temizliçi'yi kesinlikle bir kitapçıya koşarak gidip almalısınız. Gerilim ve korku severler için harika ve bir numaralı bir kitap. Abartmadan söylüyorum, çığlık atarak okuduğum bölümler bile oldu.

Paul Cleave'nin, Öldürme Saati ve Mezarcı adlı kitaplarını da en kısa zamanda alacağımdan emin olabilirsiniz. Cleave, okuyucusunu korkutmayı çok iyi beceriyor.

ARKA KAPAK: 

KANINIZI DONDURACAK BİR SERİ KATİL ROMANI

İşte Joe. O bir seri katil ve aynı zamanda 
bir polis merkezinde temizlikçi olarak çalışıyor. 
Şimdi de kedisini taklit eden bir katilin peşinde!

''Sürükleyici ve tamamen gerçekçi bir polisiye. Cleave takip edilmesi gereken bir yazar.'' ( Tess Gerritsen )

''Yeni Stephen King. '' ( NDR, Almanya )

''Cleave, sizi soluksuz okumaya ve sona geldiğinizde kendinizi dışarı atıp derhal başka bir kitabını bulmaya zorluyor.'' ( New Zealand Lawyer Magazine )

''İş polisiyeye gelince, Cleave okuyucuya nasıl kanca takacağını biliyor.'' ( Sunday Herald )

''Cleave, korkunun buzdan parmaklarıyla hayal gücünü koparıp almakta bariz bir beceriklilik sergiliyor.'' ( Christchurch Press )

''Bir seri katilin perspektifinden yazılmış eğlenceli bir roman kulağa imkansız ya da son derece hastalıklı gelebilir; ya da her ikisi de. Ama bu ilk romanında Paul Cleave başarılı bir şekilde bunun altından kalkıyor.'' ( mX magazine, Melbourne ) 

Şaşırtıcı ve merak uyandıran bu zekice yazılmış roman bir seri katilin
zihninin derinliklerine inen ürkütücü bir yolculuk gibi.

Tess Gerritsen'in, genelde gerilim romanı yazan bir yazardır. Anlatımını ve kitaplarını büyük bir heyecanla, gerçek anlamda ''gerilerek'' okuyorum. Gerilim romanlarında adı benim için her zaman birinci sırada olan bir yazar.

Şimdiye kadar iki kitabını okudum, şu an ise üçüncü kitabındayım. İlk iki kitap: Günahkar ve İkiz Bedenler. İkisi de olağan üstü ve gerçekten baştan çıkarıcı bir hikaye ile okuyucuyu etkisinde bırakıyor ve ağzı açık bir şekilde düşündürüp, şaşırtıyor. Günahkar kitabında, ara ara bölüm sonlarına doğru gerilim yükseliyor ve ben de kendimi kitaba kaptırmışsam o sıralar, birden kitabın kapağını kapatıp şöyle bir duraksadığım zamanlar oluyordu. O derece gerilim duygusunu hissettiren bir yazar.

Günahkar ve İkiz Bedenler adlı iki kitap da çok fazla hoşuma gitmişti çok kısa süre içinde bitirmiştim ikisini de. Fakat bu iki kitabı okurken hissettiklerim ve heyecanım, Çırak kitabını okurken hiç yoktu üzerimde. Yine bir gerilim romanı fakat sanki daha çok polisiye ve tıbbi bir roman. Bunlarla birlikte gerilimi de koymuş Tess Gerritsen. Sanırım bu yüzden kitap çok hoşuma gitmedi.

Günahkar kitabında ve İkiz Bedenler kitabında, sabah da okusam içime bir korku geliyordu, akşam da. Çırak kitabında ise akşam okuduğumda heyecanı hissediyorum. O da ara ara oluyor.

Yani diyeceğim şu; Çırak, yine gerçekten okunabilirlik derecesi yüksek bir kitap ve konusu da öyle. Fakat Günahkar ve İkiz Bedenler kitabı beni daha çok etkilemişti. Çırak kitabını bitirdikten ve okumam gereken 3-4 kitabın ardından, tekrar Tess Gerritsen'in geri kalan gerilim romanlarını okuyacağım.

Tess Gerritsen - Çırak

Tess Gerritsen'in, genelde gerilim romanı yazan bir yazardır. Anlatımını ve kitaplarını büyük bir heyecanla, gerçek anlamda ''gerilerek'' okuyorum. Gerilim romanlarında adı benim için her zaman birinci sırada olan bir yazar.

Şimdiye kadar iki kitabını okudum, şu an ise üçüncü kitabındayım. İlk iki kitap: Günahkar ve İkiz Bedenler. İkisi de olağan üstü ve gerçekten baştan çıkarıcı bir hikaye ile okuyucuyu etkisinde bırakıyor ve ağzı açık bir şekilde düşündürüp, şaşırtıyor. Günahkar kitabında, ara ara bölüm sonlarına doğru gerilim yükseliyor ve ben de kendimi kitaba kaptırmışsam o sıralar, birden kitabın kapağını kapatıp şöyle bir duraksadığım zamanlar oluyordu. O derece gerilim duygusunu hissettiren bir yazar.

Günahkar ve İkiz Bedenler adlı iki kitap da çok fazla hoşuma gitmişti çok kısa süre içinde bitirmiştim ikisini de. Fakat bu iki kitabı okurken hissettiklerim ve heyecanım, Çırak kitabını okurken hiç yoktu üzerimde. Yine bir gerilim romanı fakat sanki daha çok polisiye ve tıbbi bir roman. Bunlarla birlikte gerilimi de koymuş Tess Gerritsen. Sanırım bu yüzden kitap çok hoşuma gitmedi.

Günahkar kitabında ve İkiz Bedenler kitabında, sabah da okusam içime bir korku geliyordu, akşam da. Çırak kitabında ise akşam okuduğumda heyecanı hissediyorum. O da ara ara oluyor.

Yani diyeceğim şu; Çırak, yine gerçekten okunabilirlik derecesi yüksek bir kitap ve konusu da öyle. Fakat Günahkar ve İkiz Bedenler kitabı beni daha çok etkilemişti. Çırak kitabını bitirdikten ve okumam gereken 3-4 kitabın ardından, tekrar Tess Gerritsen'in geri kalan gerilim romanlarını okuyacağım.

Fotoğrafım
Edirne, Ayşekadın, Türkiye
19 Ocak 1996, İskenderun doğumlu. Trakya Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım bölümü mezunu. 13 yaşından beri blogger. 2012 Hürriyet Bumerang Ödülleri'nde En Uyumlu site üçüncülüğüne hak kazandı. İlk kitabı İkinci Kadının Hikâyesi ise Temmuz 2016 yılında basıldı. Tüm kitabevleri ve online kitapçılarda satışta.