background img

The New Stuff

öpücük etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
öpücük etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

İçimde ölen umutların haykırışlarını duymamak elde değil. Bir insan nasıl olur da sonunu bildiği halde geri adım atmaz, atamaz?

Bir çizgi var şu an önümde. Belki umudumun belki de ölümümün çizgisi. İstemeyerek çıktığım bu yolda her köşe başında bir surat var. Hepsi de aynı. Onun suratı... İçimdeki umudun, sevincin çığlığını çok net duyabiliyorum. Kendimden geçiyorum adeta. Gerçek dünyadan soyutlanıyorum, başka bir boyuttayım. Daha önce hissedilmeyenler de eşlik ediyor.

Gözlerine kilitleniyor gözlerim. Hayal dünyamın kapıları ardına kadar açık şimdi. Her şey saniyeler içerisinde kurgulanıyor. Tüm gelecek, tüm güzel şeyler, tüm mutluluklar. Bunların arasında saklanan, gizlenen bir şey daha var: umut. Daha en başından belli etmiş oysaki kendini, gizlenerek. Daha o günden beri ''ben gidiyorum'' demiş. Ah aptal kafam, anlayamadım işte.

Bir armağan istedim senden sadece, ufacık. Bir bakış, bir gülümseme, bir öpücük belki de. Görünen ve bilinen sonum böyle bitsin bari. Ölüm çizgim böyle sonlansın.

Ölüm Çizgisi


İçimde ölen umutların haykırışlarını duymamak elde değil. Bir insan nasıl olur da sonunu bildiği halde geri adım atmaz, atamaz?

Bir çizgi var şu an önümde. Belki umudumun belki de ölümümün çizgisi. İstemeyerek çıktığım bu yolda her köşe başında bir surat var. Hepsi de aynı. Onun suratı... İçimdeki umudun, sevincin çığlığını çok net duyabiliyorum. Kendimden geçiyorum adeta. Gerçek dünyadan soyutlanıyorum, başka bir boyuttayım. Daha önce hissedilmeyenler de eşlik ediyor.

Gözlerine kilitleniyor gözlerim. Hayal dünyamın kapıları ardına kadar açık şimdi. Her şey saniyeler içerisinde kurgulanıyor. Tüm gelecek, tüm güzel şeyler, tüm mutluluklar. Bunların arasında saklanan, gizlenen bir şey daha var: umut. Daha en başından belli etmiş oysaki kendini, gizlenerek. Daha o günden beri ''ben gidiyorum'' demiş. Ah aptal kafam, anlayamadım işte.

Bir armağan istedim senden sadece, ufacık. Bir bakış, bir gülümseme, bir öpücük belki de. Görünen ve bilinen sonum böyle bitsin bari. Ölüm çizgim böyle sonlansın.

Bir sessizlik çöküyor içime...

Bir yoksulluk var avuçlarımda. Ellerimi sıkmaktan terliyor içerisi. Hava almak istiyor, ama açmıyorum. Sıktıkça sıkıyordum ellerimi. Açtığımda içerisinden bir kuşun çıkıp uçuvermesinden korkuyorum. Kalsın orada, avuçlarımın içinde. Benimle kalsın, gitmesin hiçbir yere.

Bir yalnızlık çöküyor yüreğime...

Bir yokluk, bir hiçlik. Daha yavaş atıyor, daha sessiz. Ölüme yaklaşıyor sanki adım adım. Yaklaştıkça korkuyor, daha da yavaşlıyor gibi. İçimi bir korku sarıyor, bir ürpertiyle sarsılıyor bedenim. İşte o an kendime geliyorum.

Bir öpücük konuyor yanağıma...

Bir koku geliyor burnuma. İçime bir güven doluyor, tebessüm ediyorum. Kendimle baş başa olmaktan sıkılmıştım. Kendimle kahve içiyor, kendi kendime sohbet ediyor ve ağlarken göz yaşlarımı ellerimin tersiyle siliyor, yalnızlığımı kutluyordum.

Şimdi biri daha var...

Bir koku var. Kahveyi artık iki kişilik yapıyorum, dertlerimi dinleyecek, yalnızlığımın üzerine örtülen perdeyi açıverecek biri var, gözyaşlarımı kendim değil, parmaklarıyla silip üzerine öpücük konduracak biri.

Sessiz Öpücük ile İki Kişilik Yalnızlık

Bir sessizlik çöküyor içime...

Bir yoksulluk var avuçlarımda. Ellerimi sıkmaktan terliyor içerisi. Hava almak istiyor, ama açmıyorum. Sıktıkça sıkıyordum ellerimi. Açtığımda içerisinden bir kuşun çıkıp uçuvermesinden korkuyorum. Kalsın orada, avuçlarımın içinde. Benimle kalsın, gitmesin hiçbir yere.

Bir yalnızlık çöküyor yüreğime...

Bir yokluk, bir hiçlik. Daha yavaş atıyor, daha sessiz. Ölüme yaklaşıyor sanki adım adım. Yaklaştıkça korkuyor, daha da yavaşlıyor gibi. İçimi bir korku sarıyor, bir ürpertiyle sarsılıyor bedenim. İşte o an kendime geliyorum.

Bir öpücük konuyor yanağıma...

Bir koku geliyor burnuma. İçime bir güven doluyor, tebessüm ediyorum. Kendimle baş başa olmaktan sıkılmıştım. Kendimle kahve içiyor, kendi kendime sohbet ediyor ve ağlarken göz yaşlarımı ellerimin tersiyle siliyor, yalnızlığımı kutluyordum.

Şimdi biri daha var...

Bir koku var. Kahveyi artık iki kişilik yapıyorum, dertlerimi dinleyecek, yalnızlığımın üzerine örtülen perdeyi açıverecek biri var, gözyaşlarımı kendim değil, parmaklarıyla silip üzerine öpücük konduracak biri.

Fotoğrafım
Edirne, Ayşekadın, Türkiye
19 Ocak 1996, İskenderun doğumlu. Trakya Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım bölümü mezunu. 13 yaşından beri blogger. 2012 Hürriyet Bumerang Ödülleri'nde En Uyumlu site üçüncülüğüne hak kazandı. İlk kitabı İkinci Kadının Hikâyesi ise Temmuz 2016 yılında basıldı. Tüm kitabevleri ve online kitapçılarda satışta.