background img

The New Stuff

ayşe kulin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ayşe kulin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ayşe Kulin bu kitabında, Türkiye'nin ilk seramik sanatçısı olan Füreya Koral'ın hayatını kaleme almıştır. Atatürk aşkıyla büyüyen ve küçüklüğünde Atatürk'ün hatıra defterine yazmış olduğu satırlar sonrasında Türk topraklarına kendi elleriyle imzasını atmış ve neredeyse tüm dünyaya adını duyurmayı başarmış bir kadın Füreya.

Sadece kültüre, sanata, bilime verdiği ilgi ve önemlerle değil, güzelliğiyle de bir çok erkeğin hayali olmuştur Füreya. Kendisi de yeri geldi mi ün, yeri geldi mi de gerçekten aşık olduğu için birlikte oldu bu erkeklerle.

İnişli çıkışlı, oradan oraya koşuşturan bir hikayesi olan Füreya Koral'ın hayatı, okurken etkileneceğiniz türden. Azim ve işine olan aşkı, sevdiği şeyi yaparken hissettiği duyguları insana ilham ve ders verecek türdeler. 

Kitabı ve Füreya Koral'ı adım adım tanıdım ve sevdim. Tek gözüme batan şey Füreya'nın Atatürk'e olan hayranlığının çok aşırıya kaçırıldığı oldu. Onun dışında göze batan bir şey yok. Kesinlikle okunması gereken bir kitap ve tanınması gereken bir insan olduğunu düşünüyorum. 

Keyifli okumalar!


Füreya - Ayşe Kulin

Ayşe Kulin bu kitabında, Türkiye'nin ilk seramik sanatçısı olan Füreya Koral'ın hayatını kaleme almıştır. Atatürk aşkıyla büyüyen ve küçüklüğünde Atatürk'ün hatıra defterine yazmış olduğu satırlar sonrasında Türk topraklarına kendi elleriyle imzasını atmış ve neredeyse tüm dünyaya adını duyurmayı başarmış bir kadın Füreya.

Sadece kültüre, sanata, bilime verdiği ilgi ve önemlerle değil, güzelliğiyle de bir çok erkeğin hayali olmuştur Füreya. Kendisi de yeri geldi mi ün, yeri geldi mi de gerçekten aşık olduğu için birlikte oldu bu erkeklerle.

İnişli çıkışlı, oradan oraya koşuşturan bir hikayesi olan Füreya Koral'ın hayatı, okurken etkileneceğiniz türden. Azim ve işine olan aşkı, sevdiği şeyi yaparken hissettiği duyguları insana ilham ve ders verecek türdeler. 

Kitabı ve Füreya Koral'ı adım adım tanıdım ve sevdim. Tek gözüme batan şey Füreya'nın Atatürk'e olan hayranlığının çok aşırıya kaçırıldığı oldu. Onun dışında göze batan bir şey yok. Kesinlikle okunması gereken bir kitap ve tanınması gereken bir insan olduğunu düşünüyorum. 

Keyifli okumalar!




Hayatı, hiç kimseye aldırış etmeden yaşayan birisi o. İstediği her şeyi sonucunda avuçları arasına almaya başarabilen, kafasına koyduğu şeyi mutlaka yapan, insanların yorumlarını, düşüncelerini kafasına takmayan biri o. Birden bire, çok geç olduğu düşünülmesine rağmen tıp okuyor ve psikayatr oluyor. Mesleğinin en iyisi, en hası oluyor. Üstelik Amerika'da.

Bu ona yetmiyor. Çünkü Aylin adrenalini de seviyor. Aniden Subay olmayı, ordunun içine girmeyi istiyor. Yine ''yapamazsın, olmaz'' diyorlar. Dinlemiyor Aylin. Yine bildiğini okuyor ve bir kadın olarak hiç şüphesiz ve korkusuz ordunun içine giriyor. Orada da ''en iyi'' oluyor ve Albaylığa kadar yükseliyor.

Bunların yanı sıra özel hayatını da aynı şekilde yaşıyor. Aşık olduğu her erkekle evleniyor, ileri ki zamanlarda yürümeyeceğini anlayınca da boşanmaya karar veriyor. ''Kim ne der?'' diye düşünmüyor. Çünkü kendisini gayet iyi biliyor ve tanıyor. Bu ona yeter.

Prensle evlenip prenses oldu, bir psikologla evlendi... Ve daha bir çoğu ile. Hepsiyle de güzel şeyler yaşadı ama hepsinin sonu geldi.

Kıpır kıpır bir yaşama sahip olan Aylin, ölümü hak etmeyen, hiç kimsenin ölümü yakıştırmadığı biriydi. Ama ne yazık ki, çok erken geldi Aylin'in ölümü. Karmaşık ve esrarengiz bir şekilde.

Hiç beklenmeyen bir anda, ansızın hayata veda etti Aylin. Kendi arabası altında ölü bulundu. Ne bir kanıt vardı ne de bir iz. Kim öldürmüştü Aylin'i? İntihar mı etmişti? Yoksa kendisinin de haberi olmaksızın aniden pes mi etmişti yüreği? Bu soruların hiçbirinin cevabı ne yazık ki çıkmadı ortaya. Otopsi raporunda ''Gizli Bir Kaza'' diye kayıtlara girdi ve sonrasında kayboldu.

Ayşe Kulin'in, uzaktan da akrabası olan Aylin'in bu güzel ve herkese layık olamayacak kadar tuhaf ama aynı zamanda bir o kadar neşeli hayatını ele anlatan Kulin, çok güzel yazmış. Çok da iyi anlatmış her şeyi. Bu kitabı o kadar çok beğendim ki, güzel yorumda bulunabileceğim bütün kelimeler kilitli sanki.

Adı: Aylin, şimdiye kadar okuduğum en başarılı biyografi. Yaşanmışlıkları okumak bana çok büyük bir zevk veriyor. Bu kitabın her sayfasında ayrı bir zevk ve heyecan duydum. Aynı zamanda her sayfayı çevirişimde içimden geçirdiğim şey ise ''Keşke Aylin'i tanıyabilseydim.'' oldu. ''Keşke onu tanıyıp, konuşabilseydim...''

Adı: Aylin - Ayşe Kulin


Hayatı, hiç kimseye aldırış etmeden yaşayan birisi o. İstediği her şeyi sonucunda avuçları arasına almaya başarabilen, kafasına koyduğu şeyi mutlaka yapan, insanların yorumlarını, düşüncelerini kafasına takmayan biri o. Birden bire, çok geç olduğu düşünülmesine rağmen tıp okuyor ve psikayatr oluyor. Mesleğinin en iyisi, en hası oluyor. Üstelik Amerika'da.

Bu ona yetmiyor. Çünkü Aylin adrenalini de seviyor. Aniden Subay olmayı, ordunun içine girmeyi istiyor. Yine ''yapamazsın, olmaz'' diyorlar. Dinlemiyor Aylin. Yine bildiğini okuyor ve bir kadın olarak hiç şüphesiz ve korkusuz ordunun içine giriyor. Orada da ''en iyi'' oluyor ve Albaylığa kadar yükseliyor.

Bunların yanı sıra özel hayatını da aynı şekilde yaşıyor. Aşık olduğu her erkekle evleniyor, ileri ki zamanlarda yürümeyeceğini anlayınca da boşanmaya karar veriyor. ''Kim ne der?'' diye düşünmüyor. Çünkü kendisini gayet iyi biliyor ve tanıyor. Bu ona yeter.

Prensle evlenip prenses oldu, bir psikologla evlendi... Ve daha bir çoğu ile. Hepsiyle de güzel şeyler yaşadı ama hepsinin sonu geldi.

Kıpır kıpır bir yaşama sahip olan Aylin, ölümü hak etmeyen, hiç kimsenin ölümü yakıştırmadığı biriydi. Ama ne yazık ki, çok erken geldi Aylin'in ölümü. Karmaşık ve esrarengiz bir şekilde.

Hiç beklenmeyen bir anda, ansızın hayata veda etti Aylin. Kendi arabası altında ölü bulundu. Ne bir kanıt vardı ne de bir iz. Kim öldürmüştü Aylin'i? İntihar mı etmişti? Yoksa kendisinin de haberi olmaksızın aniden pes mi etmişti yüreği? Bu soruların hiçbirinin cevabı ne yazık ki çıkmadı ortaya. Otopsi raporunda ''Gizli Bir Kaza'' diye kayıtlara girdi ve sonrasında kayboldu.

Ayşe Kulin'in, uzaktan da akrabası olan Aylin'in bu güzel ve herkese layık olamayacak kadar tuhaf ama aynı zamanda bir o kadar neşeli hayatını ele anlatan Kulin, çok güzel yazmış. Çok da iyi anlatmış her şeyi. Bu kitabı o kadar çok beğendim ki, güzel yorumda bulunabileceğim bütün kelimeler kilitli sanki.

Adı: Aylin, şimdiye kadar okuduğum en başarılı biyografi. Yaşanmışlıkları okumak bana çok büyük bir zevk veriyor. Bu kitabın her sayfasında ayrı bir zevk ve heyecan duydum. Aynı zamanda her sayfayı çevirişimde içimden geçirdiğim şey ise ''Keşke Aylin'i tanıyabilseydim.'' oldu. ''Keşke onu tanıyıp, konuşabilseydim...''


Eveet, bir kitap daha okundu ve kitaplıktaki kitapların arasına sıkıştırıldı.

Ayşe Kulin, Gizli Anların Yolcusu adlı romanı ile bir çok okuyucusunu şaşırttı ve bir çoğunu da kendisine daha da bağladı. Oldukça özgün ve farklı bir anlatıma sahip, içerik olarak da bir çok romandan fazlasıyla farklı olan bu kitap sonrasında, Kulin yeni kitabını da kitaplığımıza koymamızı sağladı.

Ayşe Kulin'in hiçbir kitabını alıp okumadım, ta ki Gizli Anların Yolcusu'na kadar. İlk okuduğum kitabı o oldu ve beni kendisine çekmeyi de başardı. Cesurca bir konuyu ele alan Kulin, eminim ki beğenilerin yanı sıra bir çok sert eleştiri de almıştır.

İki imkansız ve 'gizli' aşkı anlatan bu kitabın sonrasında; oldukça zorlu, değil eşcinselliğin, kadınların, kızların bile yok sayıldığı bir coğrafyada büyüyen ve kendisini bile zorla kabullenen, hayatının her bölümünde darbeler almış Bora'nın dilinden yazılmış bir kitap geldi önümüze. Adı da ''Bora'nın Kitabı'' oldu.

Kulin, aynı cesurluğu, aynı akıcı anlatımı bu kitabında da devam ettirmiş ve okuyucularının yüreğine, kurduğu cümlelerle oldukça duygusal ve iç karartan duyguları, olaylarla beraber başarılı bir şekilde aktarmış.

Kitaptaki olayları ayrıntısıyla yazmak ve kitabın heyecanını yok etmek istemiyorum. Tek söyleyeceğim, hiçbir ön yargınız olmadan bu kitabı alın ve okuyun. Tabii önce Gizli Anların Yolcusu'nu okumamazlık etmeyin. Eğer ki içinizdeki o ön yargıları yok etmeden okumaya çalışırsanız, kitabın belli bir bölümünden sonra bir tarafa atabilirsiniz. Umarım yazdığım bu son sözler gerçekleşmez ve sonuna kadar okursunuz. İyi okumalar...

TANITIM BÜLTENİ


''Önce gerçeğimi kendime kabul ettirirken yoruldum! Sonra gizlerken... Daha sonra yüzleşirken... Kendim olmaya hakkım olduğunu anladığımda... Kendimle barışırken... Gerçeğimi başkalarına kabul ettirmeye çalışırken... Benim gibi binlerce, on binlerce insanın var olduğunu öğrenirken... Yoruldum!''

Acımasız günlerin gölgesinde geçen çocukluğunun yaralarını sarmak ve geçmişini silmek için İstanbul'a gelen genç bir adam: Bora. Tam hayatını değiştiren aşkı bulup umudu yeşerdiğinde, geçmişi yeniden karşısına çıkacak ve kendi öyküsünü anlattığı Bora'nın Kitabı onu bir girdabın içine sürükleyecek.

Gizli Anların Yolcusu'ndan tanıdığımız Bora'nın hazin öyküsüyle Ayşe Kulin, sadece genç bir adamın kişisel varoluş mücadelesini değil, bu coğrafyanın zorlu koşullarında bir insan, bir aşık, bir birey olabilmenin imkansızlığını anlatıyor.

Bora'nın Kitabı, kabuğundan sıyrılmaya ant içmiş insanların büyük mücadelesinin romanı.

Ayşe Kulin - Bora'nın Kitabı


Eveet, bir kitap daha okundu ve kitaplıktaki kitapların arasına sıkıştırıldı.

Ayşe Kulin, Gizli Anların Yolcusu adlı romanı ile bir çok okuyucusunu şaşırttı ve bir çoğunu da kendisine daha da bağladı. Oldukça özgün ve farklı bir anlatıma sahip, içerik olarak da bir çok romandan fazlasıyla farklı olan bu kitap sonrasında, Kulin yeni kitabını da kitaplığımıza koymamızı sağladı.

Ayşe Kulin'in hiçbir kitabını alıp okumadım, ta ki Gizli Anların Yolcusu'na kadar. İlk okuduğum kitabı o oldu ve beni kendisine çekmeyi de başardı. Cesurca bir konuyu ele alan Kulin, eminim ki beğenilerin yanı sıra bir çok sert eleştiri de almıştır.

İki imkansız ve 'gizli' aşkı anlatan bu kitabın sonrasında; oldukça zorlu, değil eşcinselliğin, kadınların, kızların bile yok sayıldığı bir coğrafyada büyüyen ve kendisini bile zorla kabullenen, hayatının her bölümünde darbeler almış Bora'nın dilinden yazılmış bir kitap geldi önümüze. Adı da ''Bora'nın Kitabı'' oldu.

Kulin, aynı cesurluğu, aynı akıcı anlatımı bu kitabında da devam ettirmiş ve okuyucularının yüreğine, kurduğu cümlelerle oldukça duygusal ve iç karartan duyguları, olaylarla beraber başarılı bir şekilde aktarmış.

Kitaptaki olayları ayrıntısıyla yazmak ve kitabın heyecanını yok etmek istemiyorum. Tek söyleyeceğim, hiçbir ön yargınız olmadan bu kitabı alın ve okuyun. Tabii önce Gizli Anların Yolcusu'nu okumamazlık etmeyin. Eğer ki içinizdeki o ön yargıları yok etmeden okumaya çalışırsanız, kitabın belli bir bölümünden sonra bir tarafa atabilirsiniz. Umarım yazdığım bu son sözler gerçekleşmez ve sonuna kadar okursunuz. İyi okumalar...

TANITIM BÜLTENİ


''Önce gerçeğimi kendime kabul ettirirken yoruldum! Sonra gizlerken... Daha sonra yüzleşirken... Kendim olmaya hakkım olduğunu anladığımda... Kendimle barışırken... Gerçeğimi başkalarına kabul ettirmeye çalışırken... Benim gibi binlerce, on binlerce insanın var olduğunu öğrenirken... Yoruldum!''

Acımasız günlerin gölgesinde geçen çocukluğunun yaralarını sarmak ve geçmişini silmek için İstanbul'a gelen genç bir adam: Bora. Tam hayatını değiştiren aşkı bulup umudu yeşerdiğinde, geçmişi yeniden karşısına çıkacak ve kendi öyküsünü anlattığı Bora'nın Kitabı onu bir girdabın içine sürükleyecek.

Gizli Anların Yolcusu'ndan tanıdığımız Bora'nın hazin öyküsüyle Ayşe Kulin, sadece genç bir adamın kişisel varoluş mücadelesini değil, bu coğrafyanın zorlu koşullarında bir insan, bir aşık, bir birey olabilmenin imkansızlığını anlatıyor.

Bora'nın Kitabı, kabuğundan sıyrılmaya ant içmiş insanların büyük mücadelesinin romanı.

Fotoğrafım
Edirne, Ayşekadın, Türkiye
19 Ocak 1996, İskenderun doğumlu. Trakya Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım bölümü mezunu. 13 yaşından beri blogger. 2012 Hürriyet Bumerang Ödülleri'nde En Uyumlu site üçüncülüğüne hak kazandı. İlk kitabı İkinci Kadının Hikâyesi ise Temmuz 2016 yılında basıldı. Tüm kitabevleri ve online kitapçılarda satışta.