background img

The New Stuff

bizim de renkli televizyonumuz vardı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
bizim de renkli televizyonumuz vardı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Evet arkadaşlar; yaz geldi, havalar yavaş yavaş ısındı, ısınıyor. Peki yazın keyfi nasıl çıkar sizce? Bence de. Tabii ki Dizüstü Edebiyat okuyarak.

Bu sezon Dizüstü Edebiyat kitapları arasından açılışı Onur Gökşen'in Yedi Kere Sekiz adlı kitabı ile yaptım. Onur Gökşen'in ilk kitabı olan ''Bizim de Renkli Televizyonumuz Vardı''yı okumadım. Önce bu elime geçti ve bunu okudum fakat Onur Gökşen'i o kadar çok sevdim ki, o kitabı da okumadan yapamam heralde.

Yazar, kitabında bize kardeşi Mert ile yaptığı haylazlıkları anlatıyor genel olarak. O kadar komikler ki. Birbirlerine düşman gibi görünseler de aslında bir o kadar da ayrılamıyorlar ve seviyorlar birbirlerini. O keyif dolu anıları okurken gülmeden edemeyeceksiniz.

Bir-iki bölüm var ki, öncesinde ve sonrasında güleceğiniz bölümlerden bayağı bir uzakta. O kadar iç acıtan ve duygulu. En çok da o mahalledeki kıza olanlar... Hani bölüm belki orada bitmese daha da uzasa eminim ki ağlayabilirdim. Bir de son bölüm var. Okuldaki ilk yılını anlatıyor bize yazar. Çocuksu duygularından bahsediyor. Kitabın son sayfasını okuduktan sonra ''Vay be...'' diyorsunuz ve gülerek kitaplığınıza yerleştiriyorsunuz kitabı.

Kitaptan daha çok bahsetmek tabii ki isterim aslında. Fakat alıp okumanızı daha çok isterim. Alıp okuduktan sonraki yorumlarınızı benimle paylaşmanızı daha da çok isterim. Hadi en yakın kitapçıyı gidin, alın ve okuyun. Ben burada bekliyorum...

Yedi Kere Sekiz - Onur Gökşen


Evet arkadaşlar; yaz geldi, havalar yavaş yavaş ısındı, ısınıyor. Peki yazın keyfi nasıl çıkar sizce? Bence de. Tabii ki Dizüstü Edebiyat okuyarak.

Bu sezon Dizüstü Edebiyat kitapları arasından açılışı Onur Gökşen'in Yedi Kere Sekiz adlı kitabı ile yaptım. Onur Gökşen'in ilk kitabı olan ''Bizim de Renkli Televizyonumuz Vardı''yı okumadım. Önce bu elime geçti ve bunu okudum fakat Onur Gökşen'i o kadar çok sevdim ki, o kitabı da okumadan yapamam heralde.

Yazar, kitabında bize kardeşi Mert ile yaptığı haylazlıkları anlatıyor genel olarak. O kadar komikler ki. Birbirlerine düşman gibi görünseler de aslında bir o kadar da ayrılamıyorlar ve seviyorlar birbirlerini. O keyif dolu anıları okurken gülmeden edemeyeceksiniz.

Bir-iki bölüm var ki, öncesinde ve sonrasında güleceğiniz bölümlerden bayağı bir uzakta. O kadar iç acıtan ve duygulu. En çok da o mahalledeki kıza olanlar... Hani bölüm belki orada bitmese daha da uzasa eminim ki ağlayabilirdim. Bir de son bölüm var. Okuldaki ilk yılını anlatıyor bize yazar. Çocuksu duygularından bahsediyor. Kitabın son sayfasını okuduktan sonra ''Vay be...'' diyorsunuz ve gülerek kitaplığınıza yerleştiriyorsunuz kitabı.

Kitaptan daha çok bahsetmek tabii ki isterim aslında. Fakat alıp okumanızı daha çok isterim. Alıp okuduktan sonraki yorumlarınızı benimle paylaşmanızı daha da çok isterim. Hadi en yakın kitapçıyı gidin, alın ve okuyun. Ben burada bekliyorum...

Fotoğrafım
Edirne, Ayşekadın, Türkiye
19 Ocak 1996, İskenderun doğumlu. Trakya Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım bölümü mezunu. 13 yaşından beri blogger. 2012 Hürriyet Bumerang Ödülleri'nde En Uyumlu site üçüncülüğüne hak kazandı. İlk kitabı İkinci Kadının Hikâyesi ise Temmuz 2016 yılında basıldı. Tüm kitabevleri ve online kitapçılarda satışta.