background img

The New Stuff

harem etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
harem etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Önder Açıkbaş, bir komedyen ve bunu bir çoğumuz biliyoruzdur. Onu bir çok dizide şimdiye kadar gördük ve ben en son Okan Bayülgen'in programında ve ardından Harem dizisindeki rolü ile gördüm. Aslına bakarsanız bana yaptığı hareketler çok itici gelmiyordu. Çoğu komedyen, iğrençlikleriyle milletimizi güldürüyor ve gündeme oturuyor. ''Ahaha bak ne komik.'' dedirtiyor -ki bence asla değil- Bu benim hiç hoşuma gitmiyordu. Doğal olan şeye gülerim ben, abartılarak yapılan esprilere değil.

Önder Açıkbaş benim için sıradan bir komedyen değildi aslında. Hani Okan Bayülgen'in programındaki ufak tefek esprileri yüzümü güldürüyordu ki bir de dün internette ne göreyim? Önder Açıkbaş ve Esra-Ceyda kardeşler Bugün Ne Giysem'i taklit etmişler. Adını da Bugün Ne Geysem olarak değiştirmişler. Bir izleyim bakayım dedim, üçüncü dakikadan sonra kapattım. Önder Açıkbaş'ın Hakan Akkaya tiplemesi gerçekten bana 'yuh' dedirtti. Önder'in bu üslubunu, bu tarzını tamamen itici buldum. Özellikle o zenci esprileri ve 'gey' kelimesinin sık sık kullanılması hem Akkaya'ya bir hakaret hem de bu şekilde komik olmaya çalışması oldukça iğrenç. Esra-Ceyda kardeşleri de oraya laf olsun torba dolsun, izleyici gelsin diye koyduğu çok açık. Söyleyecek çok söz yok, buyurun sizler de izleyin videoyu ve geri kalan yorumu sizlere bırakıyorum.

Bugün Ne 'Gey'sem!

Önder Açıkbaş, bir komedyen ve bunu bir çoğumuz biliyoruzdur. Onu bir çok dizide şimdiye kadar gördük ve ben en son Okan Bayülgen'in programında ve ardından Harem dizisindeki rolü ile gördüm. Aslına bakarsanız bana yaptığı hareketler çok itici gelmiyordu. Çoğu komedyen, iğrençlikleriyle milletimizi güldürüyor ve gündeme oturuyor. ''Ahaha bak ne komik.'' dedirtiyor -ki bence asla değil- Bu benim hiç hoşuma gitmiyordu. Doğal olan şeye gülerim ben, abartılarak yapılan esprilere değil.

Önder Açıkbaş benim için sıradan bir komedyen değildi aslında. Hani Okan Bayülgen'in programındaki ufak tefek esprileri yüzümü güldürüyordu ki bir de dün internette ne göreyim? Önder Açıkbaş ve Esra-Ceyda kardeşler Bugün Ne Giysem'i taklit etmişler. Adını da Bugün Ne Geysem olarak değiştirmişler. Bir izleyim bakayım dedim, üçüncü dakikadan sonra kapattım. Önder Açıkbaş'ın Hakan Akkaya tiplemesi gerçekten bana 'yuh' dedirtti. Önder'in bu üslubunu, bu tarzını tamamen itici buldum. Özellikle o zenci esprileri ve 'gey' kelimesinin sık sık kullanılması hem Akkaya'ya bir hakaret hem de bu şekilde komik olmaya çalışması oldukça iğrenç. Esra-Ceyda kardeşleri de oraya laf olsun torba dolsun, izleyici gelsin diye koyduğu çok açık. Söyleyecek çok söz yok, buyurun sizler de izleyin videoyu ve geri kalan yorumu sizlere bırakıyorum.


Her Çarşamba Star ekranlarında yeni bölümleriyle yayınlanan Muhteşem Yüzyıl, dün ki bölümüyle beni kendisinden iyice uzaklaştırdı diyebilirim.

Geçtiğimiz hafta, Sultan Süleyman'ın haremine girdiği için aranan Firuze'yi balkondan atma sahnesiyle hepimiz ölüyor sanmıştık ki bir sonraki bölümde o sahnenin sadece bir hayal olduğu, Firuze'nin kurtulduğu ortaya çıktı. Buna tamam dedim. O bölümün sonunda da Firuze Hürrem tarafından bu sefer iple asarak öldürülecekti. Dizi de tam o sahnede son bulmuştu. Dün bir anlık televizyon odasına geçmemle birlikte yeni bölümünde Firuze'nin yine kurtulduğunu gördüm ve başladım sövmelere. Kostümleriyle ve her sahnesiyle fazlasıyla göz dolduran ve orjinalliğin ön planda olduğu Muhteşem Yüzyıl'a böyle bir senaryo gerçekten olmamış.

''Firuze, Hürrem tarafından bağışlanmış fakat aslında bu bağışlama Firuze'nin sonunu hazırlayan bir tuzaktır. Hürrem, Sultan Süleyman'ın ona can veren aşkının, Firuze'yi yakıp, yok edişini izleyebilmek için ipten aldırdı.  Firuze ile bir anlaşma yapan Hürrem Sultan, Sultan Süleyman'dan kendisini ya da Firuze'yi seçmesini isteyecek. Firuze'yi seçerse, koynunda sakladığı zehirle kendi hayatına son verecek fakat Hürrem'i seçerse de olanlar Firuze'ye olacak...''

Ve şimdi bana sorarsanız, Hürrem'in öleceğine bile inanabilirim ama artık Firuze'nin ölebileceğini sanmıyorum, sanamıyorum bile. Dizi de öldürseler bile bir şekilde çıkıp hortlayacakmış gibi bakarım televizyona. Ee, kadın 9 canlı. Ölmüyor arkadaş.


''Dilerseniz bloguma, sayfanın üst köşesinde bulunan Bumerang Ödülleri Adayı şablonundan oy verebilir ve bana destek olabilirsiniz. Oylarınız tamamen ücretsizdir. Teşekkürler.''

Muhteşem Yüzyıl - Firuze'nin Sonu Yok

Her Çarşamba Star ekranlarında yeni bölümleriyle yayınlanan Muhteşem Yüzyıl, dün ki bölümüyle beni kendisinden iyice uzaklaştırdı diyebilirim.

Geçtiğimiz hafta, Sultan Süleyman'ın haremine girdiği için aranan Firuze'yi balkondan atma sahnesiyle hepimiz ölüyor sanmıştık ki bir sonraki bölümde o sahnenin sadece bir hayal olduğu, Firuze'nin kurtulduğu ortaya çıktı. Buna tamam dedim. O bölümün sonunda da Firuze Hürrem tarafından bu sefer iple asarak öldürülecekti. Dizi de tam o sahnede son bulmuştu. Dün bir anlık televizyon odasına geçmemle birlikte yeni bölümünde Firuze'nin yine kurtulduğunu gördüm ve başladım sövmelere. Kostümleriyle ve her sahnesiyle fazlasıyla göz dolduran ve orjinalliğin ön planda olduğu Muhteşem Yüzyıl'a böyle bir senaryo gerçekten olmamış.

''Firuze, Hürrem tarafından bağışlanmış fakat aslında bu bağışlama Firuze'nin sonunu hazırlayan bir tuzaktır. Hürrem, Sultan Süleyman'ın ona can veren aşkının, Firuze'yi yakıp, yok edişini izleyebilmek için ipten aldırdı.  Firuze ile bir anlaşma yapan Hürrem Sultan, Sultan Süleyman'dan kendisini ya da Firuze'yi seçmesini isteyecek. Firuze'yi seçerse, koynunda sakladığı zehirle kendi hayatına son verecek fakat Hürrem'i seçerse de olanlar Firuze'ye olacak...''

Ve şimdi bana sorarsanız, Hürrem'in öleceğine bile inanabilirim ama artık Firuze'nin ölebileceğini sanmıyorum, sanamıyorum bile. Dizi de öldürseler bile bir şekilde çıkıp hortlayacakmış gibi bakarım televizyona. Ee, kadın 9 canlı. Ölmüyor arkadaş.


''Dilerseniz bloguma, sayfanın üst köşesinde bulunan Bumerang Ödülleri Adayı şablonundan oy verebilir ve bana destek olabilirsiniz. Oylarınız tamamen ücretsizdir. Teşekkürler.''

Fotoğrafım
Edirne, Ayşekadın, Türkiye
19 Ocak 1996, İskenderun doğumlu. Trakya Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım bölümü mezunu. 13 yaşından beri blogger. 2012 Hürriyet Bumerang Ödülleri'nde En Uyumlu site üçüncülüğüne hak kazandı. İlk kitabı İkinci Kadının Hikâyesi ise Temmuz 2016 yılında basıldı. Tüm kitabevleri ve online kitapçılarda satışta.