background img

The New Stuff

çekim hatası etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
çekim hatası etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Yarım saat önce Final bölümüyle ekranlara gelen Güneşi Beklerken, bitiyor olduğu için şaşkındım aslına bakılırsa. Çünkü son 1 yıldır ekranların en kaliteli dizisi bana göre Güneşi Beklerken'di. Oyuncu kadrosu, çekimler, senaryo oldukça başarılıydı. Fakat dizi bittiği sırada aklıma pat diye geçmiş bölümlerden bir şeyler düştü ve bunun aslında bir hata olduğunu fark ettim.

Kaçıncı bölüm olduğunu hatırlamıyorum fakat anlatınca izleyen arkadaşlarım da o sahneyi hatırlayacaktır. Bir bölüm, aradan seneler geçmiş olarak başlamıştı. Zeynep, kadın bir psikoloğa bir şeyler anlatıyordu. Tam bu sırada dışarıdan ''Anne!'' sesi duyuluyor ve Zeynep de ''Geliyorum kızım.'' diye karşılık veriyor. Oldukça merakta bırakıcı bir sahneydi açıkçası.

Gel gelelim dizimizin final bölümüne. Anlatmış olduğum sahneye dair hiçbir görüntü, sahne yok. O an anlamsızca gerçekleşip, unutulup giden bir sahne oldu sanıyorum. Bu oldukça ciddi bir hata. Tabii eğer dizi aniden bir final kararı alıp, alelacele bir bölüm çekilmediyse...


Ek olarak final bölümündeki bir sahne de kafamı karıştırdı aslına bakılırsa. Sanıyorum izleyenlerin de aklında bu konuda bir soru işareti kalmıştır.

''Yıllar sonra...'' diye bir yazı geldi ekrana ve Zeynep uykusundan uyanarak başladı sahne. Evlenmiş ve çocuğu olmuş. Fakat Kerem'den mi yoksa Güneş'ten mi? İşte kafamı karıştıran nokta bu. Uyanır uyanmaz Güneş'le mutfakta gayet samimi, sanki evlenmişler gibi davranıyorlar. Aralarındaki diyaloğa bakılırsa evlenen çift Güneş ve Zeynep. Bir sonraki sahnede de zaten terasta Güneş'le Zeynep, Masal'a anne ve baba dedirtmeye çalışıyorlar. Bu sahneyle kafamdaki Güneş ve Zeynep ikilisi kesinleşiyor.

İşte tam bunun üzerine kapı çalıyor ve Kerem geliyor. Zeynep'le öpüşüyorlar, aşkımlar falan filan. Dizi, o baştaki karmaşıklığa da bir açıklık getirmeden son buldu.

Bu iki olaya ilişkin bir yazı, bir haber veya bir açıklama getirirler diye umuyorum ki en azından diziyi iyi hatırlayalım, öyle değil mi?

Güneşi Beklerken Finalinde Hata!


Yarım saat önce Final bölümüyle ekranlara gelen Güneşi Beklerken, bitiyor olduğu için şaşkındım aslına bakılırsa. Çünkü son 1 yıldır ekranların en kaliteli dizisi bana göre Güneşi Beklerken'di. Oyuncu kadrosu, çekimler, senaryo oldukça başarılıydı. Fakat dizi bittiği sırada aklıma pat diye geçmiş bölümlerden bir şeyler düştü ve bunun aslında bir hata olduğunu fark ettim.

Kaçıncı bölüm olduğunu hatırlamıyorum fakat anlatınca izleyen arkadaşlarım da o sahneyi hatırlayacaktır. Bir bölüm, aradan seneler geçmiş olarak başlamıştı. Zeynep, kadın bir psikoloğa bir şeyler anlatıyordu. Tam bu sırada dışarıdan ''Anne!'' sesi duyuluyor ve Zeynep de ''Geliyorum kızım.'' diye karşılık veriyor. Oldukça merakta bırakıcı bir sahneydi açıkçası.

Gel gelelim dizimizin final bölümüne. Anlatmış olduğum sahneye dair hiçbir görüntü, sahne yok. O an anlamsızca gerçekleşip, unutulup giden bir sahne oldu sanıyorum. Bu oldukça ciddi bir hata. Tabii eğer dizi aniden bir final kararı alıp, alelacele bir bölüm çekilmediyse...


Ek olarak final bölümündeki bir sahne de kafamı karıştırdı aslına bakılırsa. Sanıyorum izleyenlerin de aklında bu konuda bir soru işareti kalmıştır.

''Yıllar sonra...'' diye bir yazı geldi ekrana ve Zeynep uykusundan uyanarak başladı sahne. Evlenmiş ve çocuğu olmuş. Fakat Kerem'den mi yoksa Güneş'ten mi? İşte kafamı karıştıran nokta bu. Uyanır uyanmaz Güneş'le mutfakta gayet samimi, sanki evlenmişler gibi davranıyorlar. Aralarındaki diyaloğa bakılırsa evlenen çift Güneş ve Zeynep. Bir sonraki sahnede de zaten terasta Güneş'le Zeynep, Masal'a anne ve baba dedirtmeye çalışıyorlar. Bu sahneyle kafamdaki Güneş ve Zeynep ikilisi kesinleşiyor.

İşte tam bunun üzerine kapı çalıyor ve Kerem geliyor. Zeynep'le öpüşüyorlar, aşkımlar falan filan. Dizi, o baştaki karmaşıklığa da bir açıklık getirmeden son buldu.

Bu iki olaya ilişkin bir yazı, bir haber veya bir açıklama getirirler diye umuyorum ki en azından diziyi iyi hatırlayalım, öyle değil mi?


Geçtiğimiz hafta Fox Tv'de başlayan bir yaz dizisi olan Sana Bir Sır Vereceğim, tanıtım fragmanlarında dikkatimi çekmişti. İzlemeyi çok istedim fakat ilk bölümünü kaçırdım ve tekrarını da izleme fırsatım ne yazık ki olmadı. Bugün sabah ikinci bölümünün tekrarını görünce izlemek istedim ve bu sırada annem bana ilk bölümün özetini de şöööyle bir geçti zaten.

Diziyi izlerken çok büyük bir mantık hatasıyla karşı karşıya kaldım. Tabii şimdi bazılarınız ''Sihirli, büyülü dizide mantık mı arıyorsun allasen?'' diyebilir. Benim fark ettiğim ve dikkatimi çeken nokta sihirle büyüyle alakalı değil.

Çocukları okula yazdırmayı düşünüyorlar ve komşuları devreye giriyor. Bir şekilde halloluyor ve çocukları kayıt yapmaya götürüyorlar. Kayıt sırasında müdür yardımcısı, çocukların kaçıncı sınıfta olduğunu soruyor. Anne rolünde kendini gösteren oyuncumuz ''Zeynep ile Gürcan ikiz, onlar üçüncü sınıfa gidiyor. Kıvanç da bir yıl hazırlık okuduğu için Aylin ile beraber 12. sınıfa gidiyor.'' diyor. Fakat oradaki yönetmen, senarist hiç demiyor mu ''Lise son öğrencileriyle ilkokul öğrencilerini aynı okula nasıl kayıt yaptırıyorsunuz ablacım, abicim?'' diye. Ne oluyor ne ediliyor, artık nasıl oluyorsa üçüncü sınıf öğrencileriyle, lise öğrencileri aynı okula kayıt oluyor.

Hadi bunu da geçtim, bu ilk başta pek fark edilmese de birkaç sahne sonrasında anne-baba rolüne bürünmüş oyuncularımız okulun bahçesine çıkıyorlar ve bir de ne görelim. Okul binasına asılmış tabelada ''Özel Nihat Demirdağ İlköğretim Okulu'' yazıyor. Yani şimdi ben bu dizinin 3-5 adamla amatör kameralarla çekildiğini düşünürüm bu sahnelerden sonra. Koskocaman ekipte bir tane akıllı adam mı yok abicim? Arka ekipte bulunan çaycı bile fark eder bunu yani.

Ekran görüntüsü yakaladım bilgisayardan. Çok net değil ama gayet anlaşılır biçimde görünüyor her şey.

Sana Bir Sır Vereceğim - Mantık Hatası


Geçtiğimiz hafta Fox Tv'de başlayan bir yaz dizisi olan Sana Bir Sır Vereceğim, tanıtım fragmanlarında dikkatimi çekmişti. İzlemeyi çok istedim fakat ilk bölümünü kaçırdım ve tekrarını da izleme fırsatım ne yazık ki olmadı. Bugün sabah ikinci bölümünün tekrarını görünce izlemek istedim ve bu sırada annem bana ilk bölümün özetini de şöööyle bir geçti zaten.

Diziyi izlerken çok büyük bir mantık hatasıyla karşı karşıya kaldım. Tabii şimdi bazılarınız ''Sihirli, büyülü dizide mantık mı arıyorsun allasen?'' diyebilir. Benim fark ettiğim ve dikkatimi çeken nokta sihirle büyüyle alakalı değil.

Çocukları okula yazdırmayı düşünüyorlar ve komşuları devreye giriyor. Bir şekilde halloluyor ve çocukları kayıt yapmaya götürüyorlar. Kayıt sırasında müdür yardımcısı, çocukların kaçıncı sınıfta olduğunu soruyor. Anne rolünde kendini gösteren oyuncumuz ''Zeynep ile Gürcan ikiz, onlar üçüncü sınıfa gidiyor. Kıvanç da bir yıl hazırlık okuduğu için Aylin ile beraber 12. sınıfa gidiyor.'' diyor. Fakat oradaki yönetmen, senarist hiç demiyor mu ''Lise son öğrencileriyle ilkokul öğrencilerini aynı okula nasıl kayıt yaptırıyorsunuz ablacım, abicim?'' diye. Ne oluyor ne ediliyor, artık nasıl oluyorsa üçüncü sınıf öğrencileriyle, lise öğrencileri aynı okula kayıt oluyor.

Hadi bunu da geçtim, bu ilk başta pek fark edilmese de birkaç sahne sonrasında anne-baba rolüne bürünmüş oyuncularımız okulun bahçesine çıkıyorlar ve bir de ne görelim. Okul binasına asılmış tabelada ''Özel Nihat Demirdağ İlköğretim Okulu'' yazıyor. Yani şimdi ben bu dizinin 3-5 adamla amatör kameralarla çekildiğini düşünürüm bu sahnelerden sonra. Koskocaman ekipte bir tane akıllı adam mı yok abicim? Arka ekipte bulunan çaycı bile fark eder bunu yani.

Ekran görüntüsü yakaladım bilgisayardan. Çok net değil ama gayet anlaşılır biçimde görünüyor her şey.


Fotoğrafım
Edirne, Ayşekadın, Türkiye
19 Ocak 1996, İskenderun doğumlu. Trakya Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım bölümü mezunu. 13 yaşından beri blogger. 2012 Hürriyet Bumerang Ödülleri'nde En Uyumlu site üçüncülüğüne hak kazandı. İlk kitabı İkinci Kadının Hikâyesi ise Temmuz 2016 yılında basıldı. Tüm kitabevleri ve online kitapçılarda satışta.