El ele dolaşırız her tarafı, her bir yanı. Sarılırsın arada bana, gülüşürüz ve bazen dudağıma ufak bir öpücük kondurursun belki de. Herkes bakar bize, gülümserler, kıskanırlar belki. İstediğimiz de bu değil mi zaten? Herkesin aşkımızı izlemesi ve bize hayran kalması. Konuşma, sus. Sadece beni izle, bana bak ve beni gör. Sadece beni.
Ah, hayır. Susmasak mı acaba? Konuşalım ya da her şeyi. Biraz geçmişe dönelim, dertleşelim azıcık. Geçelim elit bir cafeye, alalım kahvelerimizi avuçlarımızın içine. Hava da soğuk zaten, ısıtırız avuçlarımızı kahvenin sıcaklığıyla. Yüzümüze de yakın tutarız, buharını ve kokusunu en derinimize çekebilmek için.
Bakma öyle, konuşalım dememiş miydik? Sen başla önce. Ben dinlemeye alışığım seni. Ben anlatmasam da olur, anlatırsam da kendime anlatırım zaten. Ben seninle buluşmadan önce aynanın karşına geçer, önce her şeyi aynanın içindeki o kişiye anlatırım. Söylediklerimi tekrar eder ama aynı zamanda beni dikkatli de dinler. Beni en iyi dinleyen de odur. Kimse tanımıyor onu benden başka. Sıkıldığımda, ağladığımda giderim yanına. Ben gittiğimde o da yeni gelmiş oluyor zaten, oturuyor karşıma o da başlıyor anlatmaya, ben de. Ağlamaya başlıyoruz beraber. Bazen ikimize de kahve yapıyorum, iyi geliyor.
Sus! Ne olur sus artık. Daha fazla dinlemek istemiyorum bu saçmalıkları. Hep aynı şey, hep aynı dert, hep aynı sorunlar. Sen de sus, ben de susacağım. Konuştuğum mu var sanki? Dinlediğin mi var? Boş versene ya, böyle de iyi değil miyiz? Değiliz galiba. Ben değilim. Dinlenmeye ihtiyacım oluyor, kimse yok. Kendimden başka kimsem yok. En çok da bu üzüyor beni, kendimle baş başa kalmam. Belki bu da iyi olandır, bilmiyorum.
Susuyorum. Artık konuşmayacağım. Haykıracak mısın? Yapma! Duymayacağım çünkü. Benim haykırışlarımı duyuyor muydun sen? Susuyordum, haykırıyordum. Hayır, duymuyordun. Ben de duymacağım, duymayacağız. Artık birbirimizi duymayacağız, dinlemeyeceğiz. Ne kadar iyi olabilirsek bu durumda, o kadar iyi olacağız.
Kahvelerimi tek başıma içeceğim artık. Tek başıma yudumlayacağım, içimi ısıtacağım. Üzerinde tüten dumanını içime çekeceğim, en derinime, en dibe. Ne kadar ısınabilirsem, ne kadar rahatlayabilirsem.
Sus! Haykırışlarını dinlemek de istemiyorum artık.
prof... ://
YanıtlaSil