background img

The New Stuff

Sonsuzluğum


Sessizce ilerliyordum sonu belirsiz ve görünmeyen bir yolda. Etrafta tek bir ev, tek bir ışık bile yoktu. Kendi nefes alış verişlerimi, attığım adımlardan yükselen sesler ve her yükselen sese irkilen ve uyuşan bedenim. Hissediyorum. Hissettiğim tek şey de bu, korku.
Hafifçe esen rüzgarın oynattığı ağaç yapraklarının çıkardığı hışırtıları, peşimden gelen insanlar sanıyorum. Kim getirdi ve koydu beni bu ıssız yere? Yoksa ben mi koydum kendimi bu yalnızlığa, sessizliğe ve çaresizliğe? Yine bilmiyorum, hiçbir şey bilmiyorum. Adımlarımı arada bir hızlandırıyorum, bir yaprak hışırtısı ve adımlarım yavaşlıyor…
İlerde bir son varmış gibi, yolun sonunda bir nokta varmış gibi görüyorum ama ilerledikçe, ben bir adım daha attıkça o nokta da bir adım atıyor. Bana doğru gelmiyor, kaçıyor benden. Elbet bir gün bir sona varmayak mıyız zaten? Neden kaçıyor benden bu son? Neden istemiyor beni?
Belki de bu sefer sonu olmayan ve olmayacak bir yolun içerisindeyim. Ne kadar hızlı adım atarsam atayım, yine de sonu gelmeyecek bir yol. Bundan huzursuz veya mutsuz muyum? Hayır değilim. Eminim ki bu yolu tek başıma yürümüyorum, adımlarımı tek başıma atmıyorum. O hışırdayan yapraklar, sertçe esen rüzgarın ıslıkları, benimle beraber gelen ve beni hiç yalnız bırakmayacağına dair söz veren kişidir. Bundan eminim.
Düşüncelerimden olsa gerek, bir an durdum. Arkama döndüm ve bir daha, bir daha. Bir süre kendi etrafımda yavaşça döndükten sonra, bedenimi dikleştirdim ve sonra da başımı. Gülümsedim; hem gözlerimle, hem dudaklarımla hem de kalbimle. Sol tarafıma baktım. Tahmin ettiğim gibi, yanımdaydı. Ellerime doğru indirdim gözlerimi, sıkıca tutmuştu ellerimden, hiç bırakmayacasına. Daha fazla gülümsemeye başladım o an, mutluluktan. Mutluydum, evet.
Sessizliği bozma anı gelmişti, yaşanacak onca güzel şey vardı çünkü. Yaşanacak güzel şeyleri yaşamak için, sessizliği bozmam gerekiyordu. Yaptım, bozdum sessizliği. Yaşanacak güzel şeylerin var olduğunu bildiğimden. ”Hadi, devam edelim sevgilim.” demiştim, hem gözlerine hem de önümüzdeki sonu olmayan yola bakarak. O da gülümsedi gözlerimin en içerisine bakarak. ”Edelim aşkım.” dedi, gülümseyerek.
Ellerimizi sıkı sıkı tutarak, yavaş adımlar atmaya başladık ve o sonsuzluğun içerisinde kaybolduk. Biz, hep o sonsuzluğun içerisinde mutlu olacağız, daima.

0 yorum:

Yorum Gönder

Fotoğrafım
Edirne, Ayşekadın, Türkiye
19 Ocak 1996, İskenderun doğumlu. Trakya Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım bölümü mezunu. 13 yaşından beri blogger. 2012 Hürriyet Bumerang Ödülleri'nde En Uyumlu site üçüncülüğüne hak kazandı. İlk kitabı İkinci Kadının Hikâyesi ise Temmuz 2016 yılında basıldı. Tüm kitabevleri ve online kitapçılarda satışta.