İnsanlar birbirlerini anlamamakta çok ısrarlı. Herkes kendini düşünüyor, sadece 'ben' diye bakıyorlar hayata. Kimsenin hayatına saygı gösterilmiyor, kimsenin hayatı kimsenin umurunda değil.
Bazen, umursanmak istiyor insan, önemsenmek istiyor. Birilerinin sevgisine ihtiyaç duyuyor, avucunu açıyor ve bakıyor. Yok, bir sevgi kırıntısı bile yok. Bir insan nasıl susuzluğa dayanamaz, susuz yaşayamaz; işte sevgisizlik de böyle bir şey. İnsan ihtiyaç duyuyor, dayanamıyor sevgisizliğe, yaşayamıyor.
Kimin olduğunun bir önemi yoktur bazen. İnsan, sevgi ve ilgi gördüğü zaman yaşadığını fark ediyor. Nefes aldığını fark ediyor. Küçük bir çocuk gibi ilgi çekmeye çalışıyor. Bir ihtiyaç sadece, ya ömür boyu sürecek bir ihtiyaç ya da anlık.
Kime güvenebilirsiniz ki, kime inanabilirsiniz? Güvende olduğunu da hissetmek ister insan. Birine inanıp, sığınacak bir liman ister. Gözlerine baktığında; susup, dalacağı ve mutluluğu gözlerinde görebileceği bir insan istiyor yanında. Bir ihtiyaç işte...
Güvenebileceğim bir liman gösterin bana. İçinde; inanabileceğim, düşüncelerimi umursayan, hayatıma saygı duyan, beni seven insanların olduğu ve gözlerine baktığımda nefes aldığımı hissettiren biri. Dediğim gibi bunların hepsi bir ihtiyaç sadece. Dayanamıyorum, yaşayamıyorum.
0 yorum:
Yorum Gönder