Bir nefret var ortada artık. Sevgiler tükenmiş ve nefret saçılıyor dört bir yana. Kokusu çıkıyor. Üzerinde alevi ve dumanı olan bir porsiyon nefret koyuyorlar önüme. Kokusu midemi bulandırıyor. Yeyip, yememekte tereddütlüyüm. Ya yiyeceğim ve bana davranıldığı gibi davranacağım ya da yemeyeceğim ve yapılan her şeye seyirci kalacağım.
Neden bana nefretle yaklaşan birini sevme zorunluluğunda hissedeyim ki. Herkesin hayatta ciddi anlamda ve ciddi nedenlerden dolayı nefret ettiği en az 1 kişi vardır. Size kötü davranan, özgürlüğünüzü engelleyen, hayatınızın güzel anlarınızı elinizden alan, kendi hayatı sizin hayatınızdan bin kat beter olduğu halde sizin hayatınızı hep daha kötü gören ve sürekli dile getiren bir insanı neden sevesiniz ki?
İşte sorun da şudur ki; bunları yapanlar ne yazık ki bazen en yakınlarınızdır. Ailenizdir, arkadaşınızdır, dostunuzdur, eşinizdir, sevgilinizdir. Ne yazık ki kendinizi onlara karşı bir sevgi beslemek zorunluluğunda hissetseniz de, sevemezsiniz.
Karar verdim, bu bir porsiyon, hala sıcacık olan nefreti, bölmeden atacağım ağzıma. Ne kadar seviyor olduğumu düşünsem de, bana nefret kusana, nefretimden armağan edeceğim.
0 yorum:
Yorum Gönder