Aynı mıdır sizce de? Sevdiğiniz, aşık olduğunuz birisinin ten kokusunu içinizin en derin köşesine, en derin noktasına kadar çekerek sevişmek ile sadece zevk ve arzuların kötü kurbanı olarak, doruk noktasına ulaştıktan sonra bir daha görülmeyecek olan bir yüzle, bir bedenle sevişmek.
Aşıksanız, kafanızın içindeki düşünceler dolup taşar. Elleriniz titrer ellerine dokununca, gözleriniz dolar gözlerine bakınca. Bedeniniz yanıp yok olacakmış gibi hissederseniz, teniniz birbirine değince. Ayaklarınız yere değmez, yer çekimi kuralı kalmaz sizin için, dudakları dudağınıza değdiğinde.
Öyle bir ruha büründü ki artık insan bedeni, ne aradığını ne istediğini bilemiyor. Kendini tanımıyor, kendine güvenmiyor. İnanmıyor aşka, dudağının ucuyla sırıtıyor dalga geçer gibi, çekip gidiyor kendisinin de bilmediği bir yere. Gözüne kestirdiği ilk kurbana yaklaşıyor. İnanmadığı aşkın, aşk dolu cümlelerini sarf ediyor kurbana, iki dakikalık zevki için. Gösterdiği çaba anlamsız, bir o kadar acınası.
En yakın otele gidiliyor, bir oda alınıyor. Kapı açılıyor ve içeriye girilip arkadan kilitleniyor. Ne kurban katilinin yüzüne bakıyor, ne katil kurbanın yüzüne. Parlak, kırmızı, askılı kısa elbise, omuzlardan süzülüp yere düşüyor. Aynı parlaklıktaki kırmızı ojeli parmaklar sertçe lacivert kravatı söküp atıyor. Koparırcasına açıyor gömleğin düğmelerini. Artık katilin kaslı vücudu açıkta, kurbanın bedeni ise onu arzulamakta.
Hala birbirine değmeyen gözler, birbirine bakmayan yüzler.
İki dakika geçiyor; çığlıkların, acıların ve zevklerin arasında. Biraz önce yere düşen kırmızı elbise artık bedenin üzerinde. Bilhassa gömlek ve kravat da. Oda kapısı tekrar açılıyor, katil tarafından. Kapıyı arkasından kapattığında, kurban artık onun için ölmüştür...
Bu mudur sizce de sevişmek?
Bu mudur kalbinin içindeki çarpıntının sebebi?
Bu mudur içinizdeki kelebeklerin uçuşması?
sperm ziyanlığı,beden rahatlığı
YanıtlaSilTüketim toplumu :-)