Otobüs hareketlendiği anda iki duygu sarmalıyor kalbimi. Biri sevinç, diğeri hüzün. Sanki gideceğim ve bir daha gelmeyecekmişim, bir daha geri dönmeyecekmişim gibi hissetmemin verdiği hüznü yaşarken; onu göreceğim, ona sarılabileceğim anın da sevincini yaşıyorum.
İki kişilik koltukta tek başıma oturuyorum. Her zamanki gibi pencere kenarında. Siyah ve içini ufak tefek şeylerle doldurduğum çantam da yanımda. Kitabımı açıyorum ve okumaya çalışıyorum. Hayır... Olmuyor. Kapatıyorum kapağı ve kulaklığımı takıyorum her iki kulağıma da.
Rihanna'nın sesi kulağımı doldururken, ben çoktan su gibi akıp giden yolu izlemeye dalmış, gideceğim yere gitmeye tamamen hazırdım.
Son bir haykırış ve gözyaşı: I want you to stay...
Abooo, lan duygulandık be!!!
YanıtlaSil:)
Sil