Jean-Do, bir gün aniden beyin kanaması geçirir ve o günden sonra eski hayatı noktalanmış olur. Jean-Do'nun sol gözü dışında bütün bedeni felçli kalıyor. Hareket ettirebildiği tek organı göz kapakları. Önce ''evet-hayır'' sorularıyla başlayan bu iletişim, sonrasında göz kırpma hareketleriyle kitap yazmaya kadar ilerliyor.
Kitabı okumayan ve bilmeyen arkadaşlarım şimdi ''Nasıl olabiliyor?'' diye hayret ediyorlardı. Gayet doğal, hemen açıklıyorum: Fransız alfabesi içerisinde en çok kullanılan harfler sırasıyla düzenleniyor. Bu harfler sırasıyla yazıldıktan sonra Jean-Do'ya yavaş bir şekilde söyleniyor. Eğer Jean-Do'nun söylemek istediği kelime söylenen harfle başlıyorsa gözünü kırpıyor ve bu işlem sürekli tekrar ediyor. Harflerden kelimelere, kelimelerden ise cümlelere geçiliyor.
Ben de kitap yazan biri olarak, iki elimi de kullanarak yazmanın bile ne kadar güç ve zor olduğunu biliyorum. Bir de Jean-Do'nun gerçekleştirmiş olduğu bu inanılmaz mucize gerçekten akıl almaz derecede.
Kitap, tamamen Jean-Do'nun kendisinden çıkma. Kesinlikle kurgu falan değil. Jean-Do, felçli kalmadan önceki hayatından anılarını, o anki felçli haliyle bağdaştırarak bizlere sunmuş.
Ayrıca belirtmek isterim ki, kitabın 2007 yılında çekilmiş bir filmi de var. Kitabı okuduktan sonra izlemenizi tavsiye ederim. Film sayesinde böylesi bir durumun ne kadar acı ve gerçekten bir mucize, olağanüstü bir başarı olduğunu daha iyi anlayacaksınız.
Never say never!
Kelebek ve Dalgıç başlığını görünce ne kadar heyecanlandığımı anlatamam. Kitabını okumadan filmini izlemiştim, sonra her önerdiğim kişi ile birlikte sanırım 5,6 kez daha izledim.
YanıtlaSilMuhteşem bir film, çarpıcı bir hikaye.
Kesinlikle öyle. Kitabını okumanızı da tavsiye ediyorum. :)
Sil