Duygularım belirsizleşiyor bu aralar. Neye nasıl tepki vereceğimi şaşırmışçasına yaşamaya başladım. Havalardan mı bilinmez. Bir yandan bu havaların beni aşırı duygusallaştırdığını ve kağıt - kalemin her zaman elimin altında olduğu gerçeğini kafamda evirip çeviriyorum, bir yandan da sebepsizce gülüp duruyorum. Bu da duysallığıma bağlı sinirden doğan bir gülümseme mi hiç bilinmez.
Sonbahar da yavaş yavaş geri çekiliyor ve yerini tamamen kışa devretme düşüncelerinde olsa gerek. Artık her gece mum ışığında, pencerede bulunan yağmur damlalarının birbirlerine çarpa çarpa büyüdüklerini ve sadece kocaman bir damla olarak yok olmalarına tanık olacağız.
Bu havalarda üşüyüp üşümediğime de karar vermekte güçlük çekiyorum. Bir yandan ağlamaktan ısınıyor yüreğim, bir yandan da yalnızlıktan buz tutuyor etrafı. Ama atmaya devam ediyor. Belki yeni başlayacak bir aşkın heyecanı için, belki de yalnız yaşamaya alışacak bir kalp olmak istediği için. Bana ise onun kararlarına saygı duymak düşüyor.
Odanın içerisinde sessizlik hüküm sürüyor. Sadece kalemimin, kağıda sürtünmesiyle çıkan ses yalnızlığımı ve ortamın sessizliğini bozuyor. Bu ses de yok olacak biraz sonra. Ve ben de gözlerimi kapatıp uykuya dalacağım...
''Dilerseniz bloguma, sayfanın üst köşesinde bulunan Bumerang Ödülleri Adayı şablonundan oy verebilir ve bana destek olabilirsiniz. Oylarınız tamamen ücretsizdir. Teşekkürler.''
her yeni yazı bir öncekinden başarılı,,bugünün küçük yarının büyük yazarı tebrikler ..
YanıtlaSilTeşekkür ederim. :)
Sil