background img

The New Stuff

Kayıp Mutluluk

Gözümü açar açmaz fırlıyorum yataktan. Sanki bir yere yetişecekmiş edasıyla hızlı hızlı soğuk suyu yüzüme çarpıyorum kendime tam anlamıyla gelene kadar. Alıyorum havluyu elime ve aceleciliğimi bir kenara bırakarak, yavaş yavaş aynada kendime bakarak kuruluyorum yüzümü. Gözlerime bakıyorum. Gözlerim binlerce kez şahit olduğu yalnızlıklara bir kere daha tanık oluyorum sanki. Neyse ki her zaman kendimi yapmaya zorladığım gibi zorlayarak bir sahte gülümseme yapıştırıyorum suratıma. Ancak bu şekilde örtülebiliyor bazı yaşanmışlıklar.

Gökyüzü, aydınlanmaya yaklaşan bir karanlıkta. Balkona çıkıyorum ve bomboş sokaklara bakıyorum. Sanki bir caddenin başlangıcında biri belirecekmiş, bir şeyler olacakmış gibi bir merakla bakınıyorum etrafa. Hava biraz soğuk, üşümeye başlıyorum. Ceketimi atıyorum sırtıma ve kendime çabucak bir kahve hazırlıyorum. 

Uyanalı belki 2 saat olmuştu. Hala pijamalarımın içerisinde oturmuş, düşünüyordum. Ne düşündüğümü bile bilmeden düşünüyordum bir şeyleri. Hala çıkabilmiş değilim bu acayip hal ve tavırlarımın içerisinden. Kaç aydır kendime gelemiyordum. Kaç aydır sadece aynı şarkıları dinleyip defalarca ağlıyordum. 

Tekrar geçiyorum aynanın karşına. Bu sefer daha dikkatli ve daha derin bakıyordum kendime. Kendime kızmaya başladım. İçimde bir nefret uyandı kendime karşı. Ne yapıyordum kendime böyle? '' NE YAPIYORUM!'' diye bağırmak istedim kendime. Bütün odayı birbirine katıp sonra tekrar hıçkırarak ağlama seanslarıma geri dönmek istiyordum. 

Yapmayacaktım ama. Bu sefer sahtelikten tamamen uzakta olan, oldukça içten bir gülümseme yerleştiriyorum suratıma. İçerde en sevdiğim şarkı çalışıyordu. Koşarak gittim radyonun başına ve sonuna kadar açtım sesi. Odama geçtim ve dolabımı sonuna kadar açtım. Hızlıca hazırlandım ve az önce sessiz duran fakat gerçek yüzünü ortaya çıkarmış kalabalık İstanbul sokaklarına attım, kendimi. Yanımdan geçen herkese gülümsedim. En içten gülümsemelerimi dağıttım, yaşlısından gencine. Çünkü artık hiçbiri sen gibi kokmuyor, hiçbiri sana benzemiyor. 

Ve gözlerimi kapatıp, mutluluğumu içimde yaşama istediğiyle yürümeye devam ettim...

''Dilerseniz bloguma, sayfanın üst köşesinde bulunan Bumerang Ödülleri Adayı şablonundan oy verebilir ve bana destek olabilirsiniz. Oylarınız tamamen ücretsizdir. Teşekkürler.''

0 yorum:

Yorum Gönder

Fotoğrafım
Edirne, Ayşekadın, Türkiye
19 Ocak 1996, İskenderun doğumlu. Trakya Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım bölümü mezunu. 13 yaşından beri blogger. 2012 Hürriyet Bumerang Ödülleri'nde En Uyumlu site üçüncülüğüne hak kazandı. İlk kitabı İkinci Kadının Hikâyesi ise Temmuz 2016 yılında basıldı. Tüm kitabevleri ve online kitapçılarda satışta.