Sen gittikten sonra gözlerim eski canlılığını yitirdi. Artık eskisi gibi parlamıyorlar. Eskisi gibi bakmıyor gözlerim etrafa, kimseye. Boşluklara kayıyor sürekli, boşlukları doldurmaya çalışıyor gözlerim. Beceremiyorum. Gözlerimin içindeki boşluğu dolduracak bir şey bile yok artık ellerimin arasında, değil boşlukları ben gözlerimle doldurayım.
Sen gittikten sonra saçlarım eski canlılığını yitirdi. Eskisi kadar gür değiller. Eskisi gibi kokmuyorlar, masal gibi. Saçlarımı savurduğumda gülüşünü göremiyorum yanımda. Nerede o bakışların şimdi? Nerede o gülüşlerin? Benim yanımda güldüğün gibi gülme başkalarına, bakma bana baktığın gibi. Dayanamam sonra.
Sen gittikten sonra ellerim yazın bile üşüyor. Eskisi kadar pürüzsüz ve canlı değil ellerim. Eskisi gibi tutamıyorum bir şeyi, titriyorlar. Üşüdükleri için mi bilmiyorum ama titriyorlar işte. Buruş buruş oldular, beyaz beyaz bölgeler oluştu. Kanım çekildi sen gittikten sonra, eski neşem yerimde değil, gülümseyemiyorum.
Ne zaman geleceksin yanıma? Ne zaman çekeceksin kokumu içine? Özledim seni. Gözlerine bakmayı özledim, ellerimi tutmanı ve bana sarılmanı. Saçlarımı taramanı, koklamanı. Hadi şimdi kalk gel ve mutlu et beni. Sensiz üzerimde mutsuzluk bulutları cirit atıyor oradan oraya. Götür kara bulutları üzerimde, bembeyaz yap onları.
Her şeyi boşver, her şeyi bırak ve yanıma gel. Sadece gel...
0 yorum:
Yorum Gönder