Kitap alışverişlerimi yaptığım kitabevine gittim yine. Sık sık gittiğim için beni tanır ve severler, ben de aynı şekilde. O yüzden gittiğim zaman sadece kitap almak için gitmiyorum, sohbet ediyoruz, okuduğumuz kitaplardan birbirimize bahsedip ayaküstü yorumlarda bulunuyoruz. Yine o günlerden biriydi ve oradaki abla bana ''Ahmet Şerif İzgören'in kitabını okudun mu?'' diye sordu. ''Hayır.'' dedim ve bana anında kitabı uzattı. ''Bu kitabı kesinlikle oku ve bitirince yanıma mutlaka gel, konuşalım.'' dedi. Ben de ''Peki.'' dedim. Kitap bitti fakat henüz gitmedim, en kısa zamanda gideceğim.
Kitaba gelecek olursak; nasıl yorumlayacağımı bilemiyorum açıkçası. Şimdiye kadar okuduğum kişisel gelişim kitaplarının gerçekten aslında boş olduğunu hissettim. Ahmet Şerif İzgören, anlatımlarını o kadar samimi bir dille yapıyor ki, okudukça okuyasınız geliyor ve okuduklarınız size ''Gerçekten böyle yapabilirim.'', ''Evet, çok haklı, bu yoldan ilerlemeliyim.'' gibi şeyler söyletiyor. Aynı zamanda kendi yorumları sizi gülümsetiyor.
Kitabı elinize aldığınız andan itibaren, içerisinde buluyorsunuz kendinizi. Bir günde bitiverdi kitap. Kitabı bitirdiğinizde, okuduklarınızın hepsini yerine getirme, gerçekleştirme isteği doğuveriyor içinizde ve öyle de yapıyorsunuz. Kitap bittiğinde, hayatınızın o kitabı okurken ki süreçten sonra nasıl da değişime uğradığını siz bile fark edeceksiniz.
İzgören, kesinlikle takdir edilmesi gereken bir yazar. Ben çok sevdim ve diğer kitaplarını da mutlaka alıp okuyacağım.
0 yorum:
Yorum Gönder